Bültenler haberi her zaman olduğu gibi yine karşıt görüşlü öğrencilerin çatışması olarak yorumluyordu. Oysaki ısrarla yayılan karşıt görüş vurgusu üniversitelerdeki ırkçı ve kürtçü faşizme karşı verilen mücadeleyi itibarsızlaştırmaya yöneliktir.

Olaylar elbette Ege Üniversitesi ile sınırlı değil. Türkiyedeki birçok üniversite PKKlı teröristlerin kıskacındadır. Bu saldırıları gerçekleştiren öğrenci kılıklı vampirler sempatizan konumundaki öğrenciler değil, bizzat örgütün dağ kadrosunda pozları olan PKKlılardır.

Bu militanların her türlü ihtiyacı terör örgütü tarafından finanse edilmektedir. Bu manada üniversiteler devleti ele geçirme planlarının en sinsi, en örgütlü ve en güçlü ayaklarından sadece biridir.

'MİKROBA MERHAMET HASTAYA

MERHAMETSİZLİKTİR

Ege Üniversitesinde ırkçı ve bölücü faşizmin canına kastettiği Fırat Yılmaz Çakıroğlu bir kesimin ya da bir tarafın değil bütün Türk Milletinin ortak kaybıdır.

Fırat Yılmaz Çakıroğlu ülkücü görüşleriyle tanınan bir gençlik önderi olmasına karşın sol kesimin içindeki yurtsever unsurlarla gençliği birleştirmeyi başaran öngörülü bir şahsiyettir.

Vatan savunmasının sağcısı ya da solcusu olmaz. Bütün Türkler farklı dünya görüşlerine ya da farklı mezhebi itikatlara mensup olsalar dahi söz konusu vatanın bütünlüğü ve milletin birliği olduğunda kendilerini ayrıştıran bütün yapay engelleri aşarak birleşmeyi ve bir olmayı bilecektir.

Çünkü birey olarak her Türk, Türk Milletini oluşturan o büyük ve müşterek ordunun birer neferidir.

Bu bağlamda: Sadece üniversiteler değil işgal altındaki bütün şehirlerde bu saprofitlerden temizlenmelidir. Zira bu tek hücreli çürükçüllerin yaydığı ağır tezek kokusu bütün ülkeyi kuşatmaktadır. Türk topraklarının derhal kaydıyla steril hale getirilmesi şarttır.

ETEKLİ KÜRTÇÜLERİN

İLTİFATA TABİ MARİFETİ

Fıratın katilleri molotof atarken yüzünü poşuyla gizlemekte pek mahir ancak etek giymeye de bir o kadar hevesli ırkçı ve kürtçü faşizmin üçüncü cinsleridir. Adam adamı vurmaz. Adam gibi adamları adama benzeyen madamlar vurur. Delikanlı yüreği taşıyanlar düşmanı dahi olsa delikanlıya kıymazlar.Delikanlıyı puştlar vurur, kalleşler vurur, ibneler vurur. Fıratı vuranlarda bu manada onun gözlerinin içine bakacak cesareti olmayan puştlardır, ibnelerdir, kalleşlerdir.

SÜREÇ, HESABIN TOPYEKÜN

GÖRÜLECEĞİ GÜNE DOĞRU EVRİLMEKTEDİR.

Fıratın katillerini tanıyoruz. Onlar tek başına olduklarında korkudan altına kaçıran ancak sayısal üstünlüğü elde ettiklerinde ise azraile kesilenlerdir. Onlar en korkaktan daha korkak, en ödlekten daha ödlek, aklı önünde, ağzı malum yerinde olanlardır.

Fıratın katillerini tanıyoruz. Fırata uzanan elin iradesi Kenyada ' Türk devletinin hizmetindeyim. Benim anamda Türktür. diyerek altına işeyen İmralı sakini ile Kandilde bir tarla sıçanı gibi yaşayanların elindedir. Fıratın katillerine cesaret telkin edenler emperyalizmin taşeronlarıdır. Cephede kazanılmış savaşı Amerikanın emriyle masa başında terör örgütüne sunan, Türkiyenin Tayyip Erdoğan - Ahmet Davutoğlu bahtsızlığıdır.

IRKÇI VE BÖLÜCÜ FAŞİZMİ BESLEYENLER, ÇÖZÜM SÜRECİNİN MİMARLARIDIR

Fırat Yılmaz Çakıroğlunun babası Fuat Mahir Çakıroğlu tarafından sarfedilen ' Oğlum Türk olduğu için öldürüldü. Oğlumun üç ayı vardı mezun olmasına. Ona izin vermediler. Hep başarılı öğrencileri seçiyorlar. Bu organize bir hareket. Bu olaylar bitecek mi? Bitmeyecek, yine devam edecek. ' ifadesi bugün Türkiyenin sürüklendiği ırkçı ve kürtçü çullanışla, yarınlarda bu namüsait durumun bir sonucu olacak kaçınılmaz bir iç hesaplaşmanında en yalın ifadesidir.

Çukurova Üniversitesi öğrencisi ve aynı zamanda milli boksör olan Buğra Önerin tıpkı Ege Üniversitesinde olduğu gibi PKKlı faşistler tarafından hedef gösterilmesi Türk kökenli öğrencilerin üzerinde estirilen terörün devam edeceğine önemli bir kanıttır.

Evet, Fırat Yılmaz Çakıroğlu Türk olduğu için ırkçı kürtçüler tarafından katledilmiştir. Onu hedef haline getiren ise Atatürkü, devrimleri ve milli devleti savunma kararlılığıdır.

Evet, Fırat Yılmaz Çakıroğlu Ankara başkentli üniter yapıyı ve Misak-ı Milliyi savunduğu için şehit edilmiştir. Bu manada Fırat Yılmaz Çakıroğlunun katilleri ırkçı faşizmi besleyen çözüm sürecinin mimarlarıdır.