Gaziantepspor süper lige yükseldiği 1990 – 91 sezonundan bu yana hiçbir zaman böylesine rezalet bir dönem yaşamamıştı.Bu takımı getirdiğiniz nokta itibarıyla Gaziantepspor taraftarının canını yakıyorsunuz, gece uykularını onlara haram ediyorsunuz, Gaziantepsporluyuz demeye cesaret ettiremiyorsunuz, kırmızı – siyahlı formaları giyip caddelerde sokaklarda dolaştıramıyorsunuz. Bu takımı böylesi rezalet duruma taşıyanlar yazıklar olsun sizlere.İSMAİL KARTAL’ASeni Türk futboluna kazandıran, toy bir gençken sana kucağını açan ve seni Arap İsmail yapan bu Gaziantepspor’dur, yıllar sonra bu kulüp hiçbir yerde iş bulamazken gel teknik direktörlük yap diyerek bir kez daha sana sahiplendi. Ama sen ne yaptın, Fenerbahçe ile oynanan maç öncesi çıktın kamuoyuna “ben Fenerbahçeliyim dedin”, çalıştırdığın takım gol atınca da hiçbir sevinç tepkisi vermeden üzülerek sahaya yüzünü döndün ve kulübeye gittin, ardından da “dürüst bir şekilde duygularımı ifade ettim” dedin. Bir sonra ki hafta da ise geldin Gaziantepspor taraftarının önünde eğildin, büzüldün “beni affedin” dedin. Ey İsmail Kartal, senin bu yaptığın dürüstlük değil ekmeğini yediğin, parasını kazandığın ve bu ülkede adın sanın silinmek üzereyken sana kapısını açan Gaziantepspor’a, taraftarına ve bu şehre ihanetten başka bir şey değildir. Belli ki sözleşmene sağlam bir madde koydurmuşsun ki bu kadar başarısızlığa rağmen “benim işime bu yönetim son versin, bu iki dakikalık bir iş” diyorsun. Bu kulübe yaptığın ihanetin ikinci bir boyutudur. Sen bu şehre inemiyorsun, Celal Doğan tesislerinden başını dışarıya çıkartamıyorsun taraftarların sana karşı duygularını kısaca özetlemek gerekirse bir tek Gaziantepspor taraftarı dahi sana inanıp güvenmiyor. Zaten ipleri Fenerbahçe maçı öncesi kesip atmışsın bu taraftarın önünde eğilip büzülsen de senin ihanetini asla affetmeyecektir. Şunu da çok iyi biliyorum ki futbolcularda sana inanıp güvenmiyor, yani anlayacağın istenmediğin ve başarısız olduğun bir kulüpte kalıcı olmayı ısrar etmende kariyerinin daha da aşağıya inmesine neden olur. Türk futbolunun mihenk taşlarından olan Gaziantepspor’a bir erdemlilik yapıp “verdiğim bu kadar zarar yeter” deyip çeker gidermisin bilemem ama aslında yapman gereken en doğru karar da bu olur. Ha sen bu erdemliliği göstermedin ama yönetim o iki dakikalık işi hallederek senin görevine son vermesini bildi. DAHA NE KADAR HAKARETGaziantepspor’un bu kadar aşağılanmasına, küçültülmesine ve Türk futbolunda bu kadar itibarsızlaştırılmaya sadece teknik ekibin katkısı mı var?Yıllardır yanlış politikalar, tek adamcılık, ben bilirim düşünceleriyle yanlış transferler, kendi öz evladına kucak açmama zihniyeti, gelir kaynaklarının yanlış yerlere aktarılması ve daha birçok yanlışları yapan başta kulüp başkanı İbrahim Kızıl ve kardeşleri olmak üzere onların her yanlışına onay veren yönetim de suçluların başında geliyor. Geçen sezon galip geldiğimiz Antalyaspor maçı da dahil olmak üzere ve özellikle son oynanan Akhisar maçında tribünlerin koro halinde tek bir sesle yaptıkları küfürleri hangi insan evladı kaldırabilir veya sanki hiçbir şey olmamış gibi pişkinlikle karşılayabilir galiba çok zor. Bu yönetime şehrin büyükleri ve ileri gelenleri de dahil olmak üzere hiçbir taraftarın inancı ve güveni kalmadı. Şunu çok iyi biliyorum ki bu kadar küfürlere ve hakaretlere asla aldırış edilmeyecek. Tribünlerin istifa seslerine kulaklarını tıkayacaklar. Ya bir an önce şapkanızı önünüze koyup Gaziantepspor’u layık olduğu üst sıralara taşımak adına çok önemli hamleler içinde olmak zorundasınız ya da 26 yıllık süper lig serüvenine son verdireceksiniz. Gaziantepspor taraftarının gördüğü yanlışları sizlerde biran önce görüp doğru yolda ilerleme çabası içinde olursanız en azından bu takımı ligde tutmuş sayılırsınız. Gerçi ligde kalmayı başarı olarak sayıyorsunuz ama şampiyonluğun kapısından dönen Gaziantepspor’u her sezon son haftalarda kümeye düşürmemek başarı değil başarısızlıktır.Artık bundan sonra ki haftalarda radikal kararlar alıp bir an önce bu takımı toparlamak zorundasınız.