İşçi-İşveren arasında en büyük arabulucuyu “Mali müşavirler “sanıyordum.Değilmiş.İşçi işveren uyuşmazlıklarında arabuluculuk Avrupa’da ve Amerika’da 40 yılı yakın süredir uygulanan bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir.Aralarında davaya konu olmuş veya olabilecek bir uyuşmazlık olan kişilerin meseleyi bir arabulucu eşliğinde karşılıklı olarak müzakere ederek çözüme kavuşturdukları bir süreçtir.Dünyadaki gelişimine paralel olarak arabuluculuk ülkemizde2000 li yıllara girerken biraz Avrupa’nın etkisi özelliklede zorunluluktan bu sisteme geçilmesi çabalarını arttırdı.Zorunluk diyoruz yığılma ve buna bağlı olarak da davanın sonuçlanma süresinin uzaması bu sürecin çözümü için tartışılmasına yol açtı.Belki işverenin işine geliyordu ama uzayıp giden sürece işçinin öyle çok dayanırlılığı yoktu.Konu ile ilgili olarak da bir bilim komisyonu kuruldu. Komisyonunun uzun süre dünya örneklerini inceleyerek yaptığı çalışmanın sonunda 03.06.2008 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilen “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Tasarısı”, 7 Haziran 2012 tarihli oturumunda kabul edilerek yasalaştı. Böylece çalışma hayatımıza bu yasa yeni bir dönem başlattı.Kanunun kapsamına alınan uyuşmazlıklarda dava açmadan önceArabulucuya başvurulmasını zorunlu hale getiriyor.İşçi işveren alacağı,kıdem ihbar fazla mesai,yıllık izin gibi işçi işveren uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulunacak.İşçi-işveren dava açmadan önce arabulucuya başvuracaklar anlaşma halinde sorun çözülecek,ancak anlaşma sağlanamazsa dava açma hakkı saklı kalacaktır.Yani arabulucuya gitmek zorunlu,ancak uzlaşma zorunluluğu yok.Bu sistem sonuçlanma süresi dışında mahkemeye göre daha ekonomik. Mahkeme gibi dava harcı,noter,bilirkişilik gibi ek masraflar yok.Anlaşma sağlanması durumunda ücret eşit şekilde ödenecek.Arabulucular, tarafların iletişimini kolaylaştırarak onları masada tutan arabuluculuk yöntemleri uygular. Tarafların kendi çözümlerini kendilerinin bulmalarına yardımcı olur.Bu görevin Mali müşavirlere de verilmesi gerekirken en az beş yıllık mesleki deneyimi olan hukuk fakültesi mezunları ve hukuk eğitimi alanlar arabuluculuk yapabiliyor.Arabuluculuğa dava açılmadan önce ya da dava sırasında da başvurulabilir. Dava öncesi arabuluculukta taraflar anlaşmaya varırlarsa artık davaya gerek kalmayacaktır.Sisteminin benimsenmesindeki en önde gelen amaçlardan birisi yargının iş yükünü azaltmaktır. Uyuşmazlıklar mahkemeye gitmeden, gittiyse de mahkemenin karar vermesine gerek kalmadan arabuluculuk yoluyla çözüme kavuşturularak mahkemelerin bakmakta olduğu dava sayısını azaltma amacı güdülmektedir.1 Ocak 2018 tarihi itibariyle, işçi ve işveren arasında yaşanan uyuşmazlıklarda dava yoluna gidilmeden önce arabulucuya başvurulması zorunlu olacak. Yani işçi veya işveren, doğrudan karşı taraf hakkında dava yoluna başvuramayacak, önce arabulucuya başvurulacak.•İş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, tespit, itiraz ve rücu davalarında arabulucuya başvurma şartı aranmayacak. Bu konularda doğrudan dava açılabilecek.•Ayrıca sigortasız çalıştırılan kişiler de arabulucuya başvurmaksızın doğrudan hizmet tespit davası açabilecek. İşçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığa dair arabulucu görevlendirmesi adliyelerdeki arabuluculuk büroları tarafından yapılabilecek. Fakat taraflar kendileri anlaşarak bir arabulucu tayin edebilecekler. Bir taraf, diğer tarafın belirlediği arabulucuyu kabul etmek zorunda olmayacak. Arabulucu, yapılan başvuruyu en geç üç hafta içerisinde sonuçlandıracak. Zorunlu hallerde bu süre en fazla bir hafta daha uzatılacaktır. Beklentimiz sistemin düzgün işlemesi. Sistem düzgün işlerse taraflar fayda sağlar, adliyedeki tıkanıklık azalır.Sistemde aksama olursa hem işveren hem işçi hem de bunlara gerçek arabuluculuk eden mali müşavirler zarar görür.Bekleyelim bakalım. Umarız herkes fayda görür.Her şey gönlünüzce olsun.