Demirci, Eczacılar günü nedeniyle yaptığı açıklamada, dikkatleri bir noktaya çekti ve, insanların son dönemde psikolojik travma yaşadığınğ işaret ederek "Biz eczacılar işimiz gereği sürekli olarak vatandaşlar ile diyalog içindeyiz. Son dönemlerde kullanılan siyasi söylemler üzülerek belirtmeliyiz ki toplumda kutuplaşmayı arttırmıştır. Toplumdaki kutuplaşma insanların huzurunu bozmakta ve kitlesel bir gerilim yaratmaktadır. Son zamanlarda antidepresan kullanımında görülen artış da bunun somut kanıtıdır"dedi.

Bilimsel Eczacılığın 179.Yılının kutlandığı Demokrasi Meydanı'nda Atatürk Anıtı'na çelenk koyan eczacılar basın açıklamasıyla sorunlarını dile getirdi. Gaziantep Eczacı Odası Başkanı İrfan Demirci, ciddi sıkıntılar yaşadıklarını belirterek "Hastalarımız ile muayene parası tartışması yaşamak istemiyoruz. Sık sık değişen ödeme koşulları nedeniyle hastalarımızın mağdur olmasını istemiyoruz. Elektronik olarak imzalanmış olduğu halde rapor ve reçetelerin sahte çıkması nedeniyle suçlu muamelesi görmek, maddi ve manevi zararlar yaşamak istemiyoruz" dedi. Şehir hastanelerinin açıldığı illerde hastaların bu hastanelere yönlendirilmesi amacıyla şehir merkezinde kolay ulaşılabilir yerlerdeki devlet hastanelerinin kapatıldığını söyleyen Demirci, "Şehir hastaneleri sağlık hizmetinin yaygın ve ulaşılabilir olmasını engelliyor" diye konuştu.

a1nti.jpg

10 İLAÇTAN İKİSİ YERLİ ÜRETİM

İlacın artık bir ileri teknoloji ürünü olduğunu söyleyen Demirci, "Ancak dünyada yaşanan gelişmelere ayak uydurmada başarılı olduğumuzu söylememiz maalesef mümkün değildir. Bugün Türkiye’de tüketilen her 100 kutu ilacın yaklaşık 80’i yerli üretim olsa da TL bazında baktığımızda bu oran yüzde 45’lere düşmektedir. Bu da ileri teknoloji gerektiren insülin, kan ürünleri, onkoloji ilaçları gibi pahalı ürünleri üretemediğimizi göstermektedir. Türkiye ilaç pazarında en yüksek ciroya sahip ilk on ilacın sadece ikisi yerli üretimdir. Yerli ilaç firmalarımızın sayısı giderek azalmaktadır. İlaç üretiminin yeniden yerli firmalara geçebilmesi için politikalar üretmelidir" diye konuştu.

VATANDAŞIN CEBİNDEN ÇIKAN 30 MİLYAR LİRAYI AŞTI

Türkiye’de ilaca ve sağlığa ayrılan payın bütçenin artışına paralel olarak arttığını, ancak buna rağmen bütçeden sağlığa ayrılan payın ve kişi başına ilaç tüketiminde OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada olduğumuzu söyleyen Demirci, "Bir diğer yandan ise sağlık harcamaları için vatandaşın cebinden çıkan miktar sürekli artmaktadır. İlaç fiyat farkı, ilaç katılım payı, muayene katkı payı, muayene fiyat farkı gibi birçok kalemde vatandaşın cebinden çıkan rakam 2017 yılında 30 milyar lirayı aşmıştır. Sosyal devlet olma iddiasında isek sağlık ve eğitim gibi hizmetler ücretsiz olmalı, bu hizmetlerden tüm vatandaşlar eşit şekilde yararlanabilmelidir" dedi.

ŞEHİR HASTANELERİ HİZMETE ULAŞIMI ENGELLİYOR

Şehir hastaneleri adı altında hizmete açılan sağlık kuruluşlarının sağlık hizmetinin yaygın ve ulaşılabilir olmasını engellediğini belirten Demirci, "Şehir hastanelerinin açıldığı illerde hastaların bu hastanelere yönlendirilmesi amacıyla şehir merkezinde kolay ulaşılabilir yerlerdeki devlet hastaneleri kapatılmaktadır. Bu durum hastaları, hem de kapatılan hastanelerin etrafında hizmet veren eczaneleri mağdur etmektedir. Şehre uzak bölgelere açılan hastane civarlarında eczane açılabilecek işyerleri bulunamamakta veya olan işyerleri de çok yüksek kira bedelleri talep etmektedir. Sonuç olarak ilaç ve eczacılık hizmeti yaygın ve ulaşılabilir olmaktan uzaklaşmaktadır" diye konuştu.

İNSANLARIMIZ GELECEK KAYGISI YAŞIYOR

Biz eczacılar işimiz gereği sürekli olarak vatandaşlar ile diyalog içindeyiz. Son dönemlerde kullanılan siyasi söylemler üzülerek belirtmeliyiz ki toplumda kutuplaşmayı arttırmıştır. Toplumdaki kutuplaşma insanların huzurunu bozmakta ve kitlesel bir gerilim yaratmaktadır. Son zamanlarda antidepresan kullanımında görülen artış da bunun somut kanıtıdır. İnsanlarımız gelecek kaygısı yaşamaktadır. Bu durumun çözümü hukukun üstünlüğünün her alanda uygulanması, özgürlüklerin ve yaşam tarzlarının güvence altına alınması ve demokrasinin gelişimi ile mümkündür. Gelişmiş ülkelerde refahın ölçütü sadece milli gelir değil, aynı zamanda hayattan beklentilerin karşılanabilme oranı ve güncel hayatta akıl ve bilimin hakimiyet derecesidir. Akıl ve bilimden uzaklaşan toplumların demokratik, ekonomik ve sosyal yönden ilerlemesi mümkün değildir.

BİZ BUNLARI YAŞAMAK İSTEMİYORUZ

Serbest eczane eczacılarının sorunları kadar kamu eczacılarının da sorunları bulunduğunu dile getiren Demirci, "Elektrik de kesilse, sistem de çalışmasa eczacılar ilaç ve sağlık hizmetini kesintisiz verirler. Biz bu hizmeti verirken hastalarımız ile muayene parası tartışması yaşamak istemiyoruz. Sık sık değişen ödeme koşulları nedeniyle hastalarımızın mağdur olmasını istemiyoruz. Elektronik olarak imzalanmış olduğu halde rapor ve reçetelerin sahte çıkması nedeniyle suçlu muamelesi görmek, maddi ve manevi zararlar yaşamak istemiyoruz" şeklinde konuştu.

EĞİTİM GERİYE GİDİYOR

Eczacılık eğitiminin geriye gittiğini belirten Demirci, yardımcı eczacılığın serbest eczane içinde yeni mezun eczacı içinde sorunlar içerdiğini söyledi.Demirci, halk sağlığını tehdit eden bir başka unsurun da alternatif tıp ve bitkisel ürün adı altında ehliyetsiz kişilerce tavsiye edilen, ruhsatları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan alınan ürünler olduğunu belirtti. MERAL KINACILAR