Hastanede görev yapan hasta bakıcılar; sıhhiye Tatar Mustafa oğlu Ali, Ahmet oğlu Şakir, Şakir Çavuş oğlu Abdullah hastanede görevli olarak ayrıca, 1. Dünya Savaşında cephede sıhhiyeci olarak bulunan Hacı Mustafa, İhsan Çavuş (Hoşafoğlu), Süleyman Çavuş, Zekeriya Efendi, Şehreküstü semt reis Mütevelli Zadei Ramazan hocanın kardeşi Ahmet efendi ( Özsoy)i ile İbrahim Halil (Hacı Boz), Mehmet Ali Üstün Bostancı da dâhil 15 Antepli pansumancı ve hasta bakıcı olarak hizmet vermiştir.(1)

Ayrıca Fitnat Barlas (Bazoğlu) Antep harbi sırasında Şıh Camiinde Doktor Mecit Barlas’a gönüllü olarak yardımcı olmuş, yaralı çamaşırlarını yıkayıp onlara yemek yapmıştı.(1)

Antep savunması esnasında Antep Sıhhiye müdürü görevini ifa eden Doktor Şahabettin Bey pek çok zorluğa rağmen geceli gündüzlü düşman mermileri altında cephelere kadar gidip, yaralıları hastaneye naklettirdiği, harp dolayısıyla sağlıksız mağaralarda yaşamak zorunda kalan halkı sürekli kontrol ederek bulaşıcı hastalıklardan korunmaları için önlem almıştır. Ayrıca Milli gayeye muhalif olan insanlara karşı değerli fikirler üreterek fevkalade işler yaptığı belgelerde kayıtlıdır.(2)

Ayrıca Lohanızade anılarında Doktor Mücahit Bey adında bir kişiden daha bahseder.

13 Ağustos 1920 günü Karatarla Camii toplantısında alınan karar gereği Antep Kalesi’ne teslimiyetin kabul edildiğini belirten beyaz bayrak çekilmemesi ve harbe devam kararı alınınca Antep Fransızların 15,5-10,5’luk topları şehrin üzerine atılınca binlerce ev yıkıldı, ayrıca birçok yaralı ve şehit verildi, kentte yaşayanları dehşete düşürdü.

Savunma esnasında cepheden yaralıların sevkinde sorun yaşandığından Antep Heyeti Merkeziyesi Sellahatin Adil Bey’e bir yazı göndererek hastanede çalışan Doktor Hamit ile 9.Alayın Doktoru Hayri Beyin devamlı cephede bulunmaları ve yaralılarla daha fazla ilgilenilmesini istemiştir. Bu arada Ömer Asım Aksoy ise tıp fakültesini yarım bırakarak memleketine gelmiş Ekim 1920 başlarında muhasarayı yarıp Bedir Köy, Suboğazı ve beylerbeyi köylerinde bulunan 27. Alaya katılmıştır. Özetle Antep savunmasında şehrin 20 km kadar uzağında 25. ve 27. Alay hastane hizmetinden faydalanamadığı için 25. Alaya Doktor Hamit Uras 27. Alaya Ömer Asım Aksoy tayin edilmiştir.

15-16 Ağustos 1920’de sivil hedeflere kullanılmaması uluslar arası antlaşmalarla sabit olan 10,5 ve 15,5’luk top ateşi altında kalan Antep halkı dehşet ve korku içinde mağaralara sığınmak zorunda kaldı. Karanlık, rutubetli ve pis kokulu mağaralara sığınan genç, ihtiyar, çoluk-çocuk ve kadınlar karanlık içinde günlerini geçirdiler. Ancak burada göz hastalıkları, tifo, dizanteri ve uyuz gibi bulaşıcı hastalık salgını baş gösterdi.

Hastaların tedavi edilmesi doktor yetersizliğinden imkânsızlaşmıştı. Bir taraftan evlerindeki erzakın bombardıman dolayısıyla bozulmasından, mağaralara sığınan çoğu kişide bir açlık tehlikesi baş göstermiş hastane yapılan iki camii ağzına kadar yaralı ile dolmuş, sokaklarda bir çocuk vatan evladının feryadı, kanlar içinde çırpınanları yürekler parçalamaktaydı. Bu feci sahneler yetmiyormuş gibi bir de yaralıları tedavi etmek için gereken ilaçlar, özellikle tentürdiyot ve kloroform gibi en hayati tıbbi eczalar bile kalmamış ve bu acı durumda doktorlar bütün yaralıların hayati tehlikesinden şikâyete başlamıştı. Bazı günler oluyordu ki kloroform yokluğundan operasyon yapılması gereken ağır yaralıların kol ve ayakları iple bağlanarak, zavallıların müthiş acı, ızdırap ve feryatlar içinde kol ve bacakları kesiliyordu.