Malumunuz aylarca gündemi meşgul edip, kendileri gibi düşünmeyenlere aptal muamelesi yapan, hatta bazı yerlerde hayvanlar kadar anlayışsız gören sözde akilli insanlarımız vardı. Çalışmalarını tamamladılar ve raporlarını Sn. Başbakana sundular. Bu insanların AKİL olamayacaklarını, AKİLLİ olsalar böyle bir çalışmaya katılmayacaklarını defaten ifade ettik. Çoğunun bebek katilinin isteği üzerine orada olduğunu söyledik, çalışmalarının istikametinin ülkeyi bölünmeye götürdüğünü defalarca yazdık. Bu insanlar akıllı olsalar sonucunu bilmedikleri bir çalışmaya girmezler Akilli değil bunlar dedik, dediklerimizin büyük çoğunluğu bu zavallı insanların raporları ile bir kez daha kanıtlanmış oldu. Bu akilli kişiler biz barış sürecine katkıda bulunmak için buradayız, bölünmeyi önlemeye çalışıyoruz diyorlardı ya tam aksinin olduğunu, bu insanların yalan makinesına kafayı yedirecek kadar da yalancı olduklarını gördük. Bu akıllılar o kadar kaptırmışlar ki kendilerini bölücülük oyununa yalan üstüne yalanlar sıralamaktan geri durmuyorlar. Bugün Başkanlığını Sorosçu Tesev Vakfı Başkanı Can Paker 'in yaptığı ve Sibel Eraslan, Ayhan Ogan, Mahmut Arslan, Abdurrahman Dilipak, İzzettin Doğan, Abdurrahman Kurt, Zübeyde Teker ve Mehmet Uçum'un yer aldığı Doğuanadolu heyetinin bazı görüşlerini dikkatinize çekmek istiyorum. Özellikle seçildikleri belli olan bu akillerin raporuna baktığınızda amacın vatandaşla devlet arasındaki uçurumu daha da derinleştirme gayretleri olduğunu görüyoruz. Doğuanadolu halkının devlete karşı büyük bir kini bir güvensizliği varmışta bu terör olayları o yüzden çıkmış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılmış. Vallahi söylemler hiçte akıllıca değil işte bunlardan birkaçı; -"Şeyh Said, Said Nursi, Seyyid Rıza vb. isimlerin itibarlarının iadesi" -"1937 ve 1938 Dersim soykırımlarının kınanması" -"Etnik ve mezhebi ayrımcılıklara ve asimilasyon politikalarına son verilmesi" -"Bu ülke artık tek din, tek dil gibi söylemleri kaldırmıyor". -"Tekçilikten vazgeçilmeli. Tek dil, tek millet değil, ortak vatan, ortak devlet denmeli." -" Kalıplaşmış deyimlerden vazgeçilmeli: Türk bayrağı, Türk milleti, ne mutlu Türküm diyene, Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur, ürkiye Türklerindir, bir Türk dünyaya bedeldir gibi." -"Öcalan'ın serbest bırakılması (bu talep Öcalan'a yakın siyasi hareketler tarafından örgütlü olarak dile getirilmiştir, ancak diğer bazı Kürt siyasi grupları da (azadi gibi) bu talebe katılmıştır. Bu talep Öcalan'ın koşullarının iyileştirilmesi olarak ifade edilen ve ilgili bölümde yer verilen talepten farklı olarak gündeme getirilmiştir.)" -" Sadece PKK ve silahlı güçler muhatap alınmamalı. Bölge halkı topyekün muhatap alınmalı. Şeyhleriyle, Seydalarıyla ve diğer yapılanmalarıyla birlikte." -" -Cadde, okul, havaalanı gibi yerlerde İnönü, Fevzi Çakmak, Abdullah Alpdoğan, Sabiha Gökçen gibi isimlendirmelerin terk edilmesi" -"Uludere katliamından dolayı özür dilenmeli ve failleri cezalandırılmalı." -"Andımızın kaldırılması", "Türkiye Cumhuriyeti sadece Türklerin mi olacak?" - "Irkçı, şoven ifadelerin dağlardan ve tabelalardan kaldırılması.", Gibi daha onlarca ifade söylem ve rapor sonuçlarına bir sonraki yazımızda devam edeceğiz...