Artık sular gittikçe ısınıyor.. Referandum sonrası Türkiye'de neler olabilir, neler değişebilir, kimse o fotoğrafı net olarak göremiyor. Evet ile Hayır diyeceklerin kıyasıya çekişmesinin demokrasi sınırları içerisinde kalması tek temennimiz. Ama bu yarışın git gide gerginleştiğini ve sıkıntılı bir döneme girildiğini söylemeliyim..Şu bir geçek, Referandumda elbette iktidar partisi gücünü kullanacak, imkanlarını sonuna kadar zorlayacak. Bunu hangi parti olsa yapardı mutlaka.. Nitekim şu anda gördüklerimiz ve yaşadıklarımız bunu net bir şekilde gözler önüne sergiliyor. Hayır diyeceklerin ve bu yönde propaganda yapanların kısıtlı imkanlarla da olsa, parti propagandasından uzak kalmaları elbette dikkat çekiyor..Yani tablo şunu gösteriyor.. "Evet" diyeceklerin yüzde 90 AK Parti olarak görünürken, "Hayır" diyecek olanlarda her ne kadar CHP ön plana çıksa da, bunu partiden çok ülkede sistem ve tek adamlık sorunu olarak gündeme getirme konusunda etkili olduklarını söylemeliyim.. Dikkat edin, CHP toplantılarında hiç parti bayrağı kullanmıyor..
AK Parti'nin ilk başlarda umut bağladığı ve hiç zorlanmadan Evet çıkartacağını düşündüğü MHP'nin genel başkanı Devlet Bahçeli yüzünden parçalanmasıyla birlikte, bu partiden yeterince destek alamayacağı çok net biçimde ortaya çıkmıştır.. Onun içindir ki, referandumda iş başa düşmüş, ülkenin dört bir yanında seçim çalışmasından bile daha fazla mesai ve efor sarfetmek, özellikle tarafsızları etkileme yöntemlerini çoğaltmak zorunda kalmıştır..ASIL MESELE KARARSIZLARIN OYUNDAŞu andaki görüntü; AK Parti olarak sahaya çıkanların referandum konusunda vatandaşları ikna etme zorluğu yaşamasıdır.. Tek gerçek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ölümüne bağlı insanların, anayasa değişikliğinin hiçbir maddesine bakmadan gözü kapalı Evet vereceği gerçeğidir.. Evet için sahaya çıkanların bu kitleler yerine, kafası karışık olanlar ile, kararsızlık içinde kalanları etkilemek için inandırıcı yöntemlere başvurmaları gerekiyor.. İşte orada ikna yöntemlerinin yeterli olmadığını, çünkü propaganda yapanların kafası karışanları etkilemekte zorlandığını söyleyebilirim.. Hele daha Referandum propagandasının başlarında Evet vermeyeceklerin terörist ilan edilmesi, karşı cephe oluşturmakla kalmayıp, kararsızları öfkelendirdiğini ve tedirgin ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim..AK PARTİ İÇİNDE DE SIKINTI VARŞunu da söylemeden geçemeyeceğim.. Hayır verecek olanların sadece AK Parti dışında kalanlar olacağını düşünenler bence yanılıyor. Çünkü AK Parti içerisinde de bu yönde moral bozukluğu yaşanıyor. FETÖ olayında dokunulmayanlar, buna karşılık çoğunun masum olduğuna inanılan akademisyen, eğitimci, memur, hukukçular, yargı mensupları ve iş adamlarının tutuklanıp cezaevine gönderilmesi veya işsiz bırakılarak ihraç edilmesi, bu partiye kuruluşundan beri gönül bağı bulunan AK Partilileri rahatsız etmektedir. Şu anda AK Parti içerisinde en büyük rahatsızlık budur.. Bunun Referandumdaki etkisi görmezlikten gelinemez diye düşünüyorum..Tabii birde Suriyeliler meselesinin ve ayrıcalık gösterildiği inancının ve işsizlik konusundaki artışın, yine AK Parti içerisinde sıkıntı yarattığını hatırlatmada yarar görüyorum..HAYIRCILAR FARKLI TAKTİK İZLİYOR16 Nisan Referandumunda Hayır diyecek olan kesimlerin başında gelen CHP'nin akıllı yöntemleri, farklı bir anlayış içine girmeleri işe yarayacak gibi gözüküyor. Konuya Gaziantep olarak baktığımızda, bazı vatandaşların söylediği gibi "CHP sahaya parti olarak çıkmasın yeter"sözü dikkate değer bir tespittir. Galiba öyle de yapılıyor.. Bu arada son derece ilginç bir gelişme olduğunu da söylemek zorundayım. Bu zamana kadar AK Partinin yanında olduğu bilinen ANAP'lıların Hayır için çalışmaya başlamaları dikkate değer bir gelişmedir. "Kaç kişiler ki"denilebilir ama, yaptıkları çalışmalara baktığımda, AK Partiye MHP'nin yapacağı katkı kadar olmasa da, esnafıyla, iş adamıyla, küskünleri ve kırgınlıklarıyla kafası bozulanların o rakamlara yaklaştığını söyleyebilirim.. Hayır olayında BBP'lilerin önemli kesiminin genel başkanlarına tepkisiyle hatırı sayılır katkı sağlayacağını, Saadet'in aynı oranda iş yapacağını, Gaziantep'te önemli kitleye sahip HDP'nin de oylarıyla, kentte daha önceki seçimlerde toplam muhalefet oylarından daha fazla sayıya ulaşabileceği ihtimallerini göz önünde bulunduruyorum.. Tabi bunları değerlendirirken, AK Parti'nin Gaziantep'teki oy oranının ne olacağı karşımızda kocaman bir soru işareti gibi duruyor.. Allahları var, çok iyi çalışıyorlar, çok çaba gösteriyorlar, belediyeler, milletvekilleri tüm mesailerini referandum için harcıyorlar ama bunun karşılığını görebilecekler mi, işte orada kafalarda onlarca soru işaretleri oluşuyor..

AK PARTİ MİLLETVEKİLERİNE SESLENİYORUMHepsine hemde.. Allah aşkına şu KOSGEB işini çözün.. Allah aşkına yıllardır mağdur olan firmaların resmen alıkonulan paralarının ödenmesine yardımcı olun.. Bu mağdurların içerisinde biz de varız sevgili Milletvekillerimiz.. 4-5 senedir KOSGEB'i dolandıranlar yüzünden, namuslu ve dürüst esnafın, firmaların paraları ödenmiyor.. Zaten o para pul olmuş durumda.. Siz Sayın Mehmet Şimşek, Sayın Abdülhamit Gül, Sayın Şamil Tayyar, Sayın Nejat Koçer, Sayın Mehmet Erdoğan, Sayın Abdülkadir Yüksel, Sayın Ahmet Uzer... Hatta Sayın Canan Candemir Çelik.. Hepinizde çok iyi biliyorsunuz ki, KOSGEB mağdurlarına hakettikleri paraları ödenmiyor.. Sayın Abdülhamit Gül bir ara dört elle sarılmıştı bu sorunu çözmeye, ama o da durdu.. Nejat Koçer de hakeza öyle..
Sevgili Milletvekili arkadaşlarımız.. Şu anda KOSGEB için yüzlerce, binlerce firmaya ve esnafa kredi desteği sağlıyorsunuz, Allah razı olsun.. Peki bizim gibi onlarca firmanın 5 yıldan beri hakettiği paralar niye ödenmiyor? Niye bu konudaki haksızlığı gidermek için kararlı adım atmıyorsunuz değerli Milletvekilleri.. Niye seyirci kalıyorsunuz, niye çözmüyorsunuz bu sorunu.. KOSGEB olayında suçlular paralarını aldı keyfini sürüyor, elini kolunu sallayarak aramızda geziyor.. Namusuyla iş yapanlar, hile hurdaya karışmayanlara ise paraları ödenmiyor.. Sizce bu işte terslik yok mu ? Son söyleyeceğim şey; KİMDEN YANASINIZ SEVGİLİ MİLLETVEKİLİ ARKADAŞLARIM.. Son çare olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a mı yazayım bu yaşananları ve haksızlıkları, sayın Vekillerim..
HEPİNİZE İYİ HAFTALAR