Davet edilince gitmemek olmazdı, Başbakan Ahmet Davutoğlunun toplantısına.. Gitmem de iyi oldu aslında.. Çünkü AK Partinin böyle apar topar karar verilen toplantılarda bile, nasıl organize olduğunu, 12 saat gibi süreyle koca fuar alanının salona nasıl çevrildiğine şahit oldum..

Basit şeyler değil bu söylediklerim.. 5 bin kişiye yemek veriyorsunuz, onların düzeni, salona yerleştirilmesi, bayraklar, posterler vs. başlıbaşına organize gerektirir.. Önce bunu söylemeliyim ve kimlerin emeği geçtiyse hakkını vererek tebrik edeyim..

Gazeteden Beylerbeyi istikametine Ortadoğu Fuar alanına giderken, yolun sağında ve solunda galiba 50 metre arayla polis konulması, güvenlik tedbirinin en üst düzeyde alındığının göstergesi gibiydi. Fuar alanına girdiğimizde kapıda sıkı kontrolden geçirildik. Gazetecilerin kameraları alınmadı ama fotoğraf makinalarına ses çıkarılmadı.

Güzel bir uygulama gördüm girişte.. Fabrikalardan getirilen işçiler salona girmeden önce kapıların yanına yerleştirilen yemekleri, ekmeklerini ve ayran ile sularını alıp öyle girdiler.. Boydan boya masalara oturup yemeklerini yediler Başbakan gelene kadar.

Ön tarafta ise 20 şer kişilik masalarda AK Partililer, işverenler, oturmuştu. Başbakan Davutoğlunun oturacağı bölüm ise sahnenin önünde U şeklindeki masada, özellikle seçilen sanayici ve iş adamları göze çarpıyordu.

Haraketli bir toplantıydı aslında. Keşke partiler mitingler yerine böyle bir uygulama yapsalar dedim içimden.. Dahası işçilerle işverenlerin aynı salonda buluşturulma fikri de güzeldi.. Yani anlayacağınız olumsuz birşey yoktu dünkü organizasyonda..

Başbakan Davutoğlu konuşurken sık sık alkışlanması hoşuna gitti aslında. Keyfi yerine geldi.. Zaten konuşmasından sonra dayanamadı ve büyük bir cesaretle işçilerin arasına girdi. Oradan çıkışı o kadar zor oldu ki, güvenlik elemanları gerçekten çok sıkıntı yaşadılar..

Salonda gören herkesin tek merak ettiği şey, seçim sonucunun nasıl olacağı şeklindeydi. Beklemek lazım dedikçe, yok yok sen biliyorsun, nasıl sonuç çıkacağını demeleri, aslında hepsinin de kafasının karışık olduğunun işaretiydi..

Elbette inanın bu seçim öncesi bende net bir şey söyleyemiyorum.. İnsanlar eskisi gibi değil, düşüncesini söyleyemiyorlar.. Her gelen siyasiye tamam diyorlar.. İşte o tamam deyişlerini sandığa nasıl yansıtacaklar, doğrusu merak ediyorum..

Ama şunu çok iyi biliyorum ki, sonuçlar 7 Haziran tablosu gibi olmayacak..

Bekleyip görelim; şunun şurasında 1 Kasıma ne kaldı ki..