'Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır' aforizmasını herkes çok iyi bilir... İyi insanlar genelde bu güzel yolu tercih eder. Haklılar da... Belki tercih edilmesi gereken en önemli yol budur. Ancak Dinen Kısasa-Kısas denilen bir uygulama vardır. Yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde verme, kana kan diye de tarif edilebilir. Kişi bunu tercih etti diye de yadırganamaz ve suçlanamaz. Bu bir tercih meselesidir. Kuran'da:

'Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı…', 'Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.' (Bakara, 2/178, 179) ayet de bu konuya ışık tutmaktadır...

Hayatın içinde yaşadıklarımızı çoğu zaman affeder Allah'a havale ederiz biliriz ki Yüce Yaratıcı yapılanları ve yapanları aynel-yakin görmekte, değerlendirmekte ve hesabını sormaktadır... Biz de insan olarak çoğu zaman isyan etmekte ve bize yapılanlara karşılık bunu yapanların da aynısını yaşamasını istemekteyiz. Ben de son on yılımda bayağı bir şeyler yaşadım. Benim hakkımı yiyenlere hakkımı helal etmediğimi beyan ettim. Yaşarken de bu teyit etmek maksadıyla şunları söylüyorum:

Affetmeyeceğim:

-Fare olmadan, çuval dibi delmeye çalışanları

-Pazara kadar değil mezara kadar deyip, köşe başında satanları

-Kayıtsız ve şartsız sevdiğini söyleyip, ilk önce kaçanları

-Dar günümde değil, var günümde ışık saçanları

-Menfaatleri bitince, benden uzaklaşanları

-Yüzüme gülücük saçıp, ardımdan hesap yapanları

-Adam edip elinden tuttuğum, şimdi büyüklük taslayanları

-Düşmanlarla bir olmuş, birlikte havlayanları

-Yaptığım iyilik ve güzellikleri unutup, kötülük pompalayanları

-İşleri bitince, buruşuk bir kağıt gibi çöpe atanları

-Emeğimi hiçe sayıp, yarı yolda bırakanları

Affetmeyeceğim:

-Beni herkesle kötülük yaptıktan sonra, tarihin derinliklerinde unutanları

Bütün bunlardan sonra hala AFFET diyorsanız size diyecek bir şey bulamıyorum.

Kalın selametle...