PKK?nın hain ilan ettiği, BDP?nin ise AKP?ye yaranmaya çalışmakla suçladığı kürt türkücü Şivan Perver, bir süreden beri Türk medyasında polemik konusu.
Bu durum PKK ile Şivan Perver arasında ilk çatlak değil. Daha öncede konserleri basılan ve ayrılıkçı kürtler tarafından tartaklanan Perver, PKK despotizminin yıkıcı etkilerini kendi üzerinde tespit etme olanağı bulan ve olayları birebir yaşayanlardan biri.
Ayrılıkçı kürtler arasındaki en büyük açmaz, PKK?nın insiyatifi tamamen kendi iradesi içinde düşünmesinden ileri geliyor.
PKK?dan bağımsız bölücülük yapma şansı diğer kürt sanatçı, politikacı ve fikir adamlarına tanınmıyor.
Bu durumda ya PKK4nın iradesine teslim olarak bölücülük yapacaksınız ya da pKK dışı bölücü unsurlar olarak her türlü PKK saldırısına açık hale geleceksiniz.
Bu iki seçeneğin üçüncüsü ise akla ve mantığa uygun ?Kürt asıllı Türkler? olarak Anayasadaki tanımı yüreğine kazıyan, yurdunu ve ulusunu seven, emperyalizmin dümen suyuna kapılmadan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti?nin bütün yurttaş kitlesine ayrımsız ve eşit olarak sunduğu nimetlerden yararlanarak, hür ve müreffeh bir istikbali kucaklamaktır.
AKP tarafından icat edilen ?Açılım? politikaları Şivan Perver tarafından oldukça değerli ve önemli bulunuyor.
Ulus devleti ortadan kaldıran, milli kurtuluş savaşının kazanımlarını yok sayan bu anlayış, Türkleri kendi milli coğrafyalarında yok sayarken, yeni tali unsurları devreye sokarak, federatif bir yapıyı ise topluma dayatmaktadır.
Bülent Arınç?ın Şivan Perver?le Almanya?daki bir otel odasında yaptığı görüşme meyvelerini vermiş olmalıki, ?Açılım? yandaşı Perver, PKK tarafından aforoza uğramış ve ?Tu kaka? ilan edilmiştir.
Kürt kozunu AKP?ye kaptırmama telaşı içindeki BDP-PKK ortaklığı ise sömürülmeye matuf ve her türlü karşı ihanete müsait ayrılıkçı kürt siyasetinin kara sularında Tayyip ve arkadaşlarını uzak tutma manevraları geliştirmek zorunda.
?Şivan Perver?e bütün Türkiye sahip çıkmalıdır? diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yere göğe sığdıramadığı bu sanatçı için gösterdiği özel çabayı ne yazıkki, Mersin?de kürtçe türkü bilmediği için öldürülen Türk sanatçı Sarp Öztürk için göstermemiştir.
?Açılım? adıyla anılan PKK rönesansı Türk?ü dışlayan, ezen, yalnızlaştıran ve onu yok sayan, ancak bölücü kürtçülüğe ise şefkat, nimet, özel önem ve federatif alt yapıya giden yolda maddi zemme dönüşmüştür.
Bu gayri milli refleksin doğal bir sonucu olarak Sarp Öztürk?e sahip çıkmayan hükümet Şivan Perver?e göğsünü siper etme yolunu tercih etmiştir.