Bir düşünür "Değerinden büyük görünmek de, değerinden aşağı görünmek de budalalıktır" demiş. Bence çok doğru söylemiş. Çünkü değerinden büyük görünenlere muhatap olanlar; er veya geç, tahttan indirilen padişahlar gibi çalımlarını ve böbürlenmelerini onların ellerinden alırlar ve gerçek yerleri ve değerleri neyse oraya oturturlar. Her konuda olduğu gibi bazı sanatçılar ve bazı şairler arasında da böyle tiplere rastlanır. Sürekli biyografilerini şişirir, abartılı ve aslını çok aşan cümlelerle biyografilerine zenginlik kattıklarını zannederler. Neredeyse aldıkları her teşekkürü ve işittikleri her iltifatı biyografilerine yazarlar. Hatta isimleri yazılı en küçük bir bilgiyi bile başarı sayar, biyografilerine yazarlar. Bu aslında ayıp ve çok yakışıksız bir durumdur. Sadece kendi çalıp kendi oynayan bir akılsızın işidir. Gerçek biyografilere gerçek değeri, sadece halk verir. Birkaç eş ve dostun kayırması ve yağcılığı ile verilmiş plaketlerle değil, halkın tamamının verdiği değerler göz önüne alınarak verilmiş ödüllerin değeri vardır. Olgun ve kendini bilen insan, dev aynasının karşısına geçip, aklına gelen her şeyi biyografisine yazmaz. Sen kimsin derler insana. Gaziantep'te "Deli kız teyzesinin saçıyla övünüyor" diye bir söz vardır. İşte öyle bir durumdur bu. Çok garip ifadelere de rastlıyoruz bazen. Örneğin henüz genç yaşta sayılan bir sanatçının, yeni sayılan bir derginin Genel Koordinatörü görünmesi, birkaç yıllık bir sanat topluluğunun Genel Başkanı olarak görünmesi, hatta bir etkinlik tanıtımda onursal başkan olarak tanıtılması ve bu gibi abartılmış bazı bilgilerin biyografisine yansıması, sanat adına etik olmayan bir durumdur. Hepimizin bildiği gibi herhangi bir konuda yıllarca emek vermiş, tüm başarı ve emeği herkesin aklında olan, unutulmaz izler bırakmış, herkesin saygı ile andığı ve hatırladığı, yaşı ilerlemiş değerler arasından tartışmasız seçilerek bu değerde görülen kişilere, onursal başkanlık verilir veya öyle tanıtılır. Henüz genç sayılan bir yaşta olan bir kişinin, onursal başkan olduğu nerde görülmüş? Bu gibileri şımartan yakın çevresi de aynı şekilde bu hoş olmayan duruma alet olmuş olurlar. Diğer taraftan, yukarda yazılı ünlü vecizde belirtildiği gibi, "Değerinden aşağıda görünmek de" bence bu devirde budalalıktır. Çünkü eleştirilerin yağmur gibi yağdığı bu zamanda, "baksana kendisi bile kendine değer vermiyor, biz neden değer verelim" diyenler epeyce çok çıkar. Kişi kendi değerini lüzumsuz yere azaltmış ve küçültmüş olur. Fazla tevazu da bazen, kıskanç tavırlı ona rakip olan bazılarının hanesine haksız kazanç gibi yansır. Buna gerek yoktur. İnsanın her konuda değeri kadar görünmeyi bilmesi lazımdır. Yazılan her bilginin halk tarafından bilindiği ve onaylandığı ve o konunun otoritelerince de ayrıca tasdik edildiği biyografiler takdir görür ve tarih sayfalarında yerlerini alırlar. Bunun dışındaki biyografiler gün gelir, unutulur gider. Kalın sağlıcakla değerli okurlarım.