GAZİANTEP’te, boşanma aşamasındaki eşi ve 8 yakınını öldürdükten 55 gün sonra İzmir’e gitmek için bindiği otobüste yakalanan Yusuf Taş, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 9 kişinin katil zanlısı polise verdiği ifadede ise hiçbir husumeti olmadığını söylediği 9 kişiyi öldürdüğünü hatırlamadığını ve kaçak hayatı yaşadığı sırada Suriye’ye geçmek istediğini, ancak yakalanması durumunda PKK’lıların kendisini Türk askerine karşı kullanacağı düşüncesiyle, vatan haini olmamak ve kendi ülkesinde ölmeyi tercih ederek vazgeçtiğini söyledi.

İstanbul’da otel ve lokantalarda çalışan Yusuf Taş, geçen 5 Şubat’ta Düztepe Mahallesi’nde eşi Tuğba Taş, amcasının oğlu Turan Taş, eşinin teyzesi Şenel Çakmak ile oğlu Ahmet Can Çakmak’ı öldürdü, 2 kişiyi yaraladı. Yusuf Taş, Sabaha karşı ise bu kez Sam Mahallesi’ndeki evine gittiği amcası Mustafa, yengesi Gülay, amcasının çocukları Türkan, Gül ve Furkan Taş’ı tabancayla öldürerek kaçtı.

55 gün boyunca Kaçak hayatı yaşayan Yusuf Taş, geçen çarşamba gecesi otogarda İzmirotobüsünde yakalandı. Gözaltına alınan Yusuf Taş’ın ardından kendisine yardım ettiği gerekçesiyle babası, kardeşi ve dayısı da yakalandı. Sorgulamasının ardından adliyeye sevk edilirken hıçkıra hıçkıra ağlayan Yusuf Taş tutuklandı, babası, kardeşi ve dayısı ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

9 kişinin katil zanlısı Yusuf Taş, sık sık ağlama krizine girdiği için ara verilen ifadesinde ise cinayet öncesi ve sonrasını tek tek anlattı. Öldürdüğü eşi Tuğba Taş ile 2014 yılındaGaziantep’te evlendiğini ve ardından çalıştığı İstanbul’da yaşamaya başladıklarını anlatan Yusuf Taş, evliliğinin ilk günlerinde eşinin de bir çağrı merkezinde çalışarak kendisine destek verdiğini ve mutlu olduklarını söyledi. Evlendikten 5 ay sonra biriktirdiği 70 bin lirayı verdiği eşinin özel çağrı merkezi açtığını anlatan Yusuf Taş, bu süreçte kayınvalidesinin eşini sürekli arayıp, evliliği bitirmesini istediğini ileri sürdü. Eşinin ilk başta annesinin bu isteğine olumsuz yanıt verdiğinden bahseden Yusuf Taş, geçen yıl şubat ayında eşinin ziyaret için Gaziantep’e geldiğini ve geri dönmediğini belirtti.

Tuğba Taş’ın ruh ve sinir hastalıkları tedavisi gördüğünü öğrenince motosikletle Gaziantep’e geldiğini anlatan Yusuf Taş, geceyi ailesinin yanında geçirdikten sonra çiçek alarak gittiği hastanede eşini bulamadığını belirterek, "Çiçek alıp, babamla birlikte hastaneye gittiğimde eşimi bulamadım. Görevliler eşimin bir gün önce hastaneden annesiyle ayrıldığını söyledi. Bunun üzerine Tuğba’yı aradığımda bana, ’sen ailenin yanına gittin, benim yanıma gelmedin, artık seninle görüşmek istemiyorum’ dedi. Telefonu kapattıktan sonra kendisiyle görüşmedim" dedi.

’EVİMİ SOYUYORLAR’ DİYE ŞİKAYET ETMİŞ

Yusuf Taş, bu olaydan bir gün sonra İstanbul’da oturduğu evin sahibinin kendisini aradığını eşi ve kayınvalidesinin eşyaları kamyona yüklediklerini söylediğini belirterek şöyle dedi: "Tuğba’yı aradım ve nerede olduğunu sordum. Bana eşyaları topladıklarını, İstanbul’da yaşamak istemediğini söyledi ve Gaziantep’te birlikte yaşamaya devam etmemizi istediğini ifade etti. Evde eşyalarım ile nişanlı olduğum dönemde Tuğba’nın dayısından aldığım bir tabanca vardı. Ben bu durumdan rahatsız oldum ve evin yakınındaki Eyüp Polis Karakolunu arayarak; ’evimdeki eşyaları çalıyorlar’ diyerek şikayetçi oldum. Birkaç gün sonra Tuğba ve annesi eşyalarımızı alarak Gaziantep’e geldi. Tuğba ile görüştüğümde içinde altınlarımız ile tabancanın da bulunduğu eşyaları anne ve dayısının nereye koyduğunu bilmediğini söyledi. Kendisine neden böyle yaptığını sorduğumda anne ve dayısının böyle istediğini dile getirdi."

EŞİM İLE BİRLİKTE TEYZE VE DAYISINI ŞİKAYET ETTİK

Yusuf Taş, eşyalarını geri almak için Tuğba Taş’ın annesi, teyzesi ve dayısı ile konuşmaya gittiğinde tehdit edildiğini ileri sürdüğü ifadesini şöyle sürdürdü:

"Bu konuyu konuşmak için Tuğba’nın ölen teyzesi Şenel Çakmak’ın evine gittik. Tuğba’nın teyzesi Şenel Çakmak üzerime saldırdı, dayısı ise hakaret ve tehdit etti. Bunun üzerine eşim Tuğba, ailesinin yaptığı bu hareketlerden dolayı benimle Cumhuriyet Savcılığı’na giderek şikayette bulundu. Ailesinin tehdidi sürünce kendisinin ve benim öldürülmemden korkan Tuğba’nın isteği üzerine birlikte yeniden İstanbul’a gittik. Bir ay kadar sonra Tuğba, ailesini ikna ettiğini, eşyaları alacağını söyleyerek Gaziantep’e döndü. Telefonla konuşurken bana ailesinin ayrılmamız için üzerinde baskı kurduğunu söyledi ve 2 hafta kadar sonra da boşanma davası açtı."

EŞİM ŞANTAJLA 100 BİN LİRA İSTEDİ

Boşanma davasını açtıktan sonra eşinin, evlenmeden önce ilişki yaşadığı Türkmenistan uyruklu sevgilisi ile olan özel fotoğraf ve görüntülerini internette yaymakla tehdit ederek şantajla kendisinden 100 bin lira istediğini de öne süren Yusuf Taş şöyle devam etti:

"Tuğba evdeki eşyaların arasında bulduğu fotoğraf ve kasetlerde Türkmenistanlı kız arkadaşımla özel görüntülerime ulaşmış. Benden şantajla 100 bin lira istedi, aksi halde internette yaymakla tehdit etti. Yine boşanma davasında kendisine 150 bin lira tazminat ve aylık bin lira nafaka ödemem tehdidinde bulundu. Ben bu olayların yaşanması üzerine 2015 yılı Ağustos ayında İstanbul’dan ayrılarak Gaziantep’e geldim."

’ARTIK SENİN ŞEYTANINIM’

Gaziantep’e geldikten sonra eşi Tuğba’nın ev tutup birlikte yaşama önerisine kendisinin sıcak bakmadığını, bunun üzerine yeni tehditler aldığı iddiasında bulunan Yusuf Taş, "Evliliğimizin yürümesini artık ben istemiyordum. Tuğba ise sürekli beni arayıp ev tutup bir araya gelmezsek boşanma davasında her türlü yapacağını söyleyip, ’şu an yaptıklarım ileride yapmayı düşündüklerimin yanında sinek kadar kalır. Ben artık senin şeytanınım’ dedi. Beni sürekli telefonla rahatsız ediyordu, bu süreçte iki kez de darp edildiğini iddia ederek polise gidip benle ilgili şikayette bulundu" dedi.

TUĞBA BENİ ÖLDÜRMEK İSTEDİ

Olay günü kardeşiyle evde oturduğunu bu sırada eşinin sık sık telefonla kendisini rahatsız ettiğini ve amcasının oğlu Turan Taş’ı da telefona verdiğini anlatan Yusuf Taş, "Ben bu durumu arayıp amcama söyledim. Bana inanmadı, ben de ikna olması için Tuğba’nın teyzesinin evinin sokağına gittim. Turan çıkınca babasıyla görüştürerek doğru söylediğimi ispatlamak istiyordum" dedi.

Amcasını ikna etmek için gittiği Şenel Çakmak’ın evinin bulunduğu sokakta beklediği sırada eşi Tuğba ile annesini gördüğünü anlatan Yusuf Taş, "Sokakta annesi bir anda nereden çıkardığını anlamadığım tabancayı çıkarıp, mermiyi ateşlemeye hazır hale getirerek Tuğba’ya verdi ve ’bunu öldür’ diye bağırdı. Tuğba tabancayı eline aldı, annesi ise yakındaki karakola doğru koşmaya başladı. Tuğba tabancayı bana doğrultunca üzerine atladım ve elinden aldım. Bu sırada tabanca ateş aldı ve parmağımdan yaralandım. Bu olaylar Tuğba’nın teyzesinin evinin bulunduğu sokakta yaşanıyordu. Bu olayın sonrasını hatırlamıyorum" diye konuştu.

MOTOSİKLETLE KÖYLERDE DOLAŞTIM

Sabah saatlerinde kendisine geldiğinde Kilis’in Musabeyli ilçesinin Kaman Köyü’nde olduğunu anlatan Yusuf Taş, dolaşırken Gaziantep’te 9 kişinin öldürüldüğünü ve kendisinin arandığını öğrendiğini ileri sürdü. Taş, "Yanımda telefon olmadığı için kimseyi arayamadım, motosikletimle çevre köyleri dolaşarak olayla ilgili bilgiler öğrenmeye çalıştım. 9 kişiyi öldürdüğüm için arandığımı öğrenince korkmaya başladım. Ölen amcam ile 15-16 yıldır neredeyse hiç görüşmemiştim ve sorunum da yoktu. O günden sonra köylerde dolaşıp durdum" dedi.

VATAN HAİNİ OLMAMAK İÇİN Suriye’YE GİTMEDİM

İfadesinde çok korktuğu için Suriye’ye geçmek istediğini ancak Vatan sevgisinden dolayı bunu yapmadığını da öne süren Yusuf Taş şöyle dedi:

"Kilis’te sınır köylerinde dolaşırken Suriye’ye geçmek istedim. Ancak sınırdaki birisi bana; ’PKK seni Türk askerine karşı kullanır’ dedi. Bunun üzerine ben de; ’vatan haini olamam, öleceksem kendi vatanımda ölürüm’ diyerek Suriye’ye gitmekten vazgeçtim. Firarda olduğum sürece motosikletle köylerde dolaşıyordum ve köylülerden yardım istiyordum. Geceleri boş bulduğum alanlarda geçiriyordum. İzmir’e gitmeye karar verdim ve otogara gelip 90 liraya bilet aldım. Otobüs hareket edeceği sırada polisler beni yakaladı. Firarda olduğum 55 günlük süre zarfında kimseden yardım almadım. Köylerde dolaşırken kimsesiz olduğumu söyleyerek insanlardan yiyecek istiyordum. Benim öldürülen 9 şahıstan hiçbiriyle sorunum, husumetim yoktu. Öldürülen eşim Tuğba ile boşanma aşamasındayız, o bana her türlü küfrü etse de onla da husumetim olmadı. Ben öldürülen 9 kişiyi öldürdüğümü hatırlamıyorum."