“uyu, ma-yın…” bu arazide “organik mayın” yetiştirsek olmaz mı? Diyor bizim Saffet ve…
İşlenmesi depolanması taşınması için tesisler kurulması gerekiyor… Mayının değil elbette! Bu tesisler, Organik tarım yapabilmek için gerekli… Ve tabi ki tarım arazisinin mayından temizlenmiş olması gerekiyor…
İki Ürdünlü yatırımcı 220 hektarlık alanda sadece yüz kişi çalıştırarak bakın neler yapmışlar… Yanlış okumadınız… Bir; devlet değil iki kişi… İki; yüz işçi ve… Üç; 220 hektar alan…
Ürdünlü iki yatırımcı Türk vatandaşlığına geçerek, Niğde'nin Bor ilçesine bağlı Çukurkuyu beldesinde 220 hektarlık alanda organik tarım tesisi kurdu...
Sert bir kaya tabakası üzerinde bulunan arazinin tamamını iş makineleri ile patlatıp, çıkan taşları arazi dışına taşıyan yatırımcılar, 220 hektarlık alanı tarıma elverişli hale getirdiler… 3 bölümden oluşan organik tarım tesisine 600 bin adet “bodur elma” fidanı diken yatırımcılar modern yetiştirme teknikleri kullanarak yüksek kalitede elma üretimi yapacaklar…
100 kişiye istihdam sağlayan tesisleri gezen Niğde Valisi Gündüz Beder, Çukurkuyu beldesinde tarım tesisleri kurduktan sonra Türk vatandaşlığına geçen Ürdünlü yatırımcılar Halit Şahin ve Selahattin Aydın'ı tebrik etti...
Yatırımcıların tarıma elverişli olmayan araziyi ıslah ederek, Niğde'de elverişli tarım alanı oluşturmalarının takdire şayan olduğunu vurgulayan Vali Beder, “Çiftçilerimiz İtalya'dan fidanlar getiriyorlardı, fidanların bu tesislerde yetişmesi yöremize önemli bir katkı sağlıyor… Bu fidan dikimini biraz daha çoğaltabilirlerse yöremizdeki üreticilerimiz de fidanlarının tamamını bu tesislerden temin edebilirler…
Vatandaşların artık babadan kalma yöntemleri bırakarak pazara daha müsait olan ve pazarlama sorunu olmayan kaliteli ürün yetiştirmeye başladığını ifade eden Gündüz Beder sözlerini şöyle tamamladı; Burada 100 kişiye istihdam yaratılıyor... Bundan dolayı arkadaşlarımı tebrik ediyorum ve çalışmaların devamını diliyorum…
Sas Organik Tarım Tesisleri Genel Müdürü Halit Şahin de Niğde'de hiç yabancılık çekmediklerini ifade ederken, İşletme Müdürü Ziraat Mühendisi Bülent Zağlı da tarım yapılamayacak derecede verimsiz dördüncü sınıf araziyi 6 ayda tüm imkânları kullanarak tarıma elverişli hale getirdiklerini söyledi... (gazetelerden)
220 hektar arazide iki kişinin yaptığını “m-ayın bahane” başka ülkeye yaptırmak bize yakışıyor mu?
Gaziantep milletvekilimiz Sayın Yaşar Ağyüz'ün bu konudaki görüşleri ise şöyle…
“Günümüzde mayınların temizlenmesi zorunludur...” O arazilerin bölge insanının kullanımına verilmesi de sosyal devletin görevi ve yurt severliktir...
Günlerdir Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde tartışılan Suriye sınırındaki mayınları temizleme yasasına, o arazilerin temizlenmesinden sonra 44 yıllığına kullanım hakkının yabancılara verileceği nedeniyle CHP'li milletvekili olarak karşı çıkıyorum…
Mayından temizlenmiş arazilerin kullanımı yıllardır mayının çilesini çeken, mağdur olan, ayağını kolunu kaybeden yoksul bölge insanına verilmelidir...
Seçim bölgem Karkamış'ın, Oğuzeli'nin köylerinde yaşayan insanlarımız aç ve işsizken, bu verimli toprakların kullanımını yabancılara vermek ve bizim insanımızı köle gibi çalıştırmaya göz yummak yurtseverlik değildir...
İktidar partisi bölge milletvekillerinin bu yasaya karşı çıkmamalarını kınıyor, bölgemizdeki tüm ziraat odalarını, sivil toplum örgütlerini duyarlı davranmaya tepki koymaya çağırıyorum…
Kendisine “aynı doğruda birleşenler” adına yüreğine sağlık diyoruz… Dünün sözü: “el mayınıyla tarım yapılmaz…”(benden) Bu gazete ve her gazeteyi “okuduktan sonra” lütfen okunacak bir yere bırakın… Hiç bir yazının “son kullanma tarihi yoktur…”
[email protected]