“Baş olda nereye olursan ol” diye bir deyim vardır… Baş olduktan sonrası önemli değil, gerisi nasıl olsa gelir veya gerisi önemli değil ben bu baş olma işini iyi yaparım… Arada istifa eder, duruma bakar yine döner, baş koltuğu bırakmam… Hiç değilse, “büyükbaş isteğim” değil “küçükbaş isteğim” yerine getirilir, yine dediğim oldu derim… Antepçesi “cıllırım…” Ama beni nasıl olsa bırakmazlar, benden iyi baş mı bulacaklar? Gövdeyi baştan, başı gövdeden ayırmak mümkün müdür? Baş nereye giderse gövdede oraya gider ha birde kuyruk (kuyruklar) var tabi… Baş farklı yerlere gövde farklı yerlere gider, ya da ikisi de işe yaramaz olur… Kuyruklar ortada kalır, telef olur… Gövde farklı yöne baş farklı yöne giderse de, baş dönmesi ve migren ağrısı olur… Ancak bu ağrılı bölünmeyi “ülkenin Doktoru” tedavi eder… “ağa-der” üyesi yine eksik kaldı… Başka bir üye buluncaya kadar tabi aramaya devam edeceğiz… Ağa-der neydi? geçen yazımızı okumayanlar için kısa bir açıklama getirelim… “ağa-der” derneğini kurmuşlar, ama sadece yedi kurucudan üçü kesin kayıt yaptırabilmiş, öylesine önemli bir dernekmiş bu…
Son günlerin siyasi gündeminde “istifalar ve istifayı geri alma” veya “yanlış anlaşıldı” gibi bahaneler yaratma moda olduğu kentimizde, son olarak iktidar partisi AKP'nin Gaziantep İl Başkanı “Sayın Ökkeş Eruslu” istifa ettiğini açıkladı… Demiştik ve Sayın Eruslu'nun geri döndüğünü öğrendik…
Bu durumda elbet illa istifanı geri al deme gibi bir lüksümüz yok olamazda… Yazımızda son söz olarak şunu belirtmiş idik… Bizde o zaman “Er-Uslu” deriz… Hepsi bu kadarla kalır… “ağa-der” (Adam Gibi Adamlar derneği) başka üyelerde bulur… Bir güzel fıkrayla bitirelim… Nasrettin Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer... Hana aynı anda tesadüfen bir başka yolcu daha gelir... İkisi birden masaya oturur, hancıdan yiyecek bir şeyler isterler... Hancı utana sıkıla yiyecek olarak sadece bir balık kaldığını söyler... Hoca:
—Ziyanı yok, der, ben zaten balığın sadece başını yiyeceğim...
Hancı nedenini sorar... Hoca:
—Balık başı zekâyı artırır, balık başı yiyen insan akıllı olur, der…
Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve Hoca'ya çıkışır:
—Balık başını niye sen yiyeceksin, ben yemek istiyorum...
Hoca itiraz etmez… Bu seferlik öyle olsun, der… Balığın koca gövdesini Hoca yer, başını da diğer yolcu... Biraz vakit geçince adam huysuzlanır:
-Sen koca gövdeyi yedin, karnını doyurdun; ben sadece kafayı yedim, aç kaldım...
Hoca kıs  kıs güler: —Bak nasıl hemen akıllandın! Dünün sözü: “bağladığın bağlar çok sıkı olmasın, çok bolda olmasın: bol olursa kaçarım, sert olursa kaçarım…”(Seneca) Bu gazete ve her gazeteyi “okuduktan sonra” lütfen okunacak bir yere bırakın. Hiç bir yazının “son kullanma tarihi yoktur”.
[email protected]