Ülkemizde yaklaşık 13 yıldır süren AKP hükümeti iktidarının seçim zamanlarında, seçim ekonomisi, seçim kıyağı gibi uygulamalara imza attığını pek gören olmamış olmalı ki, Sayın Davutoğlu ve ekonomi kurmayları bizim asla seçim ekonomisi, seçim kıyağı gibi bir uygulamamız olmamıştır, olamaz diyorlar…

Hadi bakalım öyle olsun diyorum ben de…

23 Nisan 2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan torba bir yasa ile 3.çocuklar için büyük vergi indirimi, esnafa büyük destek, teşvikler geliyor gibisinden haberler yayımlandı, yandaş ve havuz medyası diye tabir edilen AKP medyalarında…

2008 Yılından beri uygulanmakta olan asgari geçim indirimi, halk arasında vergi iadesi olarak tabir edilen bu uygulamada ücretli çalışanın medeni durumu, çocuk sayısı, eşinin çalışıp çalışmaması durumlarına göre hesaplaması değişen bu vergi iadesi sistemine geçtiğimiz 23 Nisan günü yeni bir kıyak geldi. Kanunun yayımlanma tarihi de manidar, 23 Nisan Çocuk Bayramı günü…

Eskiden 3 çocuklu bir çalışanın 3.çocuğu için aldığı aylık vergi iadesi rakamı 9,01 TL iken, yeni kanun ile birlikte mayıs ayından itibaren bu rakam 18,02 TLye yükseltildi. Diğer çocuklar için uygulama eskisi gibi devam ediyor, sadece 3.çocuk için böyle güzel bir kıyak yapılmış oldu.

Bu haberi duyan 2 çocuklu evli çiftlerin hemen alelacele 3.çocuk için planlar yapmaya başladığına dair yandaş medya haber bültenlerine rastlarsanız pek şaşırmayın.

Sayın ve çok muhterem cumhurbaşkanımız Erdoğanın 3 çocuk ısrarında halka cazip gelecek kampanyalarla 3.çocuğa özendirmek için yapılan bu gibi kanuni değişiklikleri takdire şayan buluyorum izninizle…

Ayda 9,01 TL fazla ücret alacak olan bir asgari ücretli, aldığı bu vergi iadesini harcaya harcaya bitiremez. Seçim dönemlerinde balın kavanozunu elinde tutup, kepçe kepçe yiyenlerin kendi parmaklarıyla birazcık bal ikram ediyor olmalarını hoşgörüyle karşılamak gerek…

Ne de olsa bal tutan parmağını yalar canım, diyerek çanta çanta, kutu kutu paraları istifleyenlere destek olmaya devam ettiğimiz sürece bizlere müstahaktır bu yaşananlar…

Neyse, lafı daha fazla uzatmayayım, hadi 3.çocuk için çalışmalara başlayalım…

Ha bu arada, aynı kanunda iş sağlığı ve güvenliği de unutulmamış. Bazı birkaç iyileştirilmeye gidilmiş. Allah var, haklarını yememek lazım. Somada 301 canını toprağa veren şehit yakınlarının duruşmaya giriş, çıkışları esnasında onlara terörle mücadele polisleri nezaret ediyor, olur da bir taşkınlık yaparlarsa diye, müdahaleye hazır vaziyette bekliyor, polis devletinin polisleri…

Benim bildiğim, (gerçi yandaşlar daha iyi bilir ama) terörle mücadele polisleri terör örgütlerinin faaliyetlerini tespit etmek, onları durdurmak için görev yapıyor olsa da, 301 maden şehidimizin yakınlarının da bir terör örgütü ile bağlantısı tespit edilmiş olmalı ki, böyle bir uygulamaya gidilmiş. Allah razı olsun, bizim büyüklerimiz her şeyin en iyisini bilirler. Onlar olmazsa biz ne yapardık acaba?

Birazcık vicdan, merhamet sahibi olsa bizi yönetenler, onlara bu muamele yapılmazdı. Yok yok ya da ben yanlış düşünüyorum. Hani ben muhalifim ya, sırf eleştirecek bir konu çıksın diye ortada şaklabanlık yapıyorum. Şu ülkede yaşanan her şey çok doğal, tüm ölümler fıtrata uygun, kader çizgisinde gerçekleşiyor, bize de mezarları kazmak düşüyor, ee tabi bir de ruhuna bir Fatiha okumak…

Sözlerime ulu önder Atatürkün gençliğe hitabesinden bir cümle ile son vermek istiyorum,bu hafta da böyle olsun bakalım…

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!