Kayserispor karşısında oynarken "36 puan bize yeter" diyorlardı sanki.. Kayserispor rahatça top çevirip pas yaparken, "bırakalım oynasınlar" diyorlardı sanki.. Ve o Kayserispor önce bir güzel uyuttu, sonra golünü attı, ardından işini sağlama alırcasına, sahada istediğini yaptı.. Açıkça söylemeliyim ki, Bülent Uygun geldiğinden beri ilk kez bu kadar isteksiz bir takım gördüm.. Daha önce rakibini ısıran, alan daraltan, rakibine pas yaptırmayan Gaziantepspor gitmiş, yerine rakibini seyreden, orta sahayı ona teslim eden ve pozisyon üretemeyen bir takım gelmişti.. Sahada futbolcular ne kadar formsuz ise, kenarda Bülent Hoca'da formsuz olsa gerek ki, bundan önce yaptığı hamlelerle övdüğümüz bu teknik adam da rehavete girmişti sanki.. Uzun süreden beri sakat olan Orhan ve Serdar Özbayraktar'dan mucize beklemesi, düşünce formsuzluğunun belgesi niteliğindeydi.. Kaleci Karcemarkas'ı uzun süreden bu kadar telaşlı ve ellerinin gücünün kalmadığını görmek, Binya'yı etkisiz, Medunjanin'i yetersiz, Serdar Kurtuluş ve Şenol'u çaresiz görmek tuhaf geldi dün Kayserispor karşısında.. Sadece onlar değildi bizi şaşırtan elbette....Orta alanda Taşkın'ın bu formayı taşıma şansını bir türlü iyi kullanamayışının devamı niteliğindeki görüntüsüne, Traore'nin ise ne zaman bize anlatıldığı gibi kalitesini göreceğimizi artık merak etmeye başladım.. Cenk'in bir iyi, on kötüsüne Bülent Hoca'nın belki düşer de atar diyerek sabretmesini anladım da, Sernas'ın ortalıkta gözükmeyişini anlayamadım vallahi.. Ne zaman oyuna girse mutlaka atar dediğimiz Dorge bile çare olamadı dünkü Gaziantepspor'a.. Haliyle dün Kayserispor ayağa paslarla, oyunu istediği hızlandırıp yavaşlatmayla, topu kanatlara taşıyıp Gaziantepspor'u iyice yormaya çalışma konusunda başarılı oldu ve bir de gol atarak kentine gülerek gitti.. Demem odur ki, yazımın başında da söylediğim gibi, 36 puana fazla güvenmemek gerekir.. Bülent Hocanın da mesaisini artık biraz daha futbol takımına ayırması gerekir..