* 35-40 yıl önce yapılan binaların kent silüetine zarar verdiğini görüyoruz

* Belediyeler ticari arsa üretiminde bulunamaz. Bunu kanunlar diyor. Ama Gaziantep'te maalesef belediyeler ticari arsa üretiyor. Belediye mi emlakçı dükkanı mı ? Bunu insanların düşünmesi lazım.

* Yerel yöneticiler şehirli olmanın ve bu şehir kimliğinin ne olduğunu kendi içlerinde düşünmeleri gerek

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Melih Meriç, Gaziantep'in havadan ve yerden 'GRİ' kent görünümünde olmasının can sıktığını ve bunun için yerel yönetimlere önemli görevler düştüğünü söyledi. Her şeye muhalefet gözüyle bakan insanların eleştirilmesinin doğru bir şey olmadığının altını çizen Meriç, "Yerel yöneticilerin yeşili düşünmesi lazım. Özellikle belediyelerin son 10 yılda 15 yılda olaya nasıl baktığını değerlendirmek gerekir. Şu andaki mevcut belediyeler tamamiyle şehre rant olarak bakıyor, şehri siyasi olarak düşünüp, kendi siyasi düşünceleri etrafında insanları birleştirebilmek amacıyla belediye imkanlarını, şehrin bütünlüğünü kucaklamadan sadece bu mantıkla idare etmeye çalışıyorlar." dedi.

Gaziantep'in gri kent görüntüsünden kurtulmasının çeşitli yolları olduğunu belirten Meriç, bu konuda eleştiri yapmanın önemli olduğuna vurgu yaptı. Önemli olan şeyin eleştirinin altında bir şeyler çıkarmak olduğunu söyleyen Meriç, "Eğer bunu yapabiliyorsanız hem iyi bir yöneticisiniz, hem de şehrin bütünlüğünü korumak adıma bir çalışma yapıyorsunuz demektir" mesajını verdi.

GÖÇ AKIMI FAYDALI OLARAK GÖRÜNDÜ

Türkiye'de yıllar öncesinde müthiş bir göç akımı oluştuğunu ve bu akımı büyük iller de dahil olmak üzere Gaziantep'in de faydalı olarak gördüğünü belirten Başkan Meriç, "O zamanki şartlarda yerel yöneticiler, isteyene istediği şartlarda ve istediği şekilde ev yapılmasına ve gecekondu bölgelerinin oluşmasına göz yumduk. Tabiki herkes kendine ve yaşam biçimine uygun şartlarda bilgisi dahilinde bu mahalleri oluşturdu. Tabii günümüz şartları gelişince uçaktan ya da gezdiğiniz yerlerden 35-40 yıl önce yapılan bu binaların kent silüetine ne kadar zarar verdiğini görmeye başladık" dedi.

EKONOMİK GÜÇ ÖNEMLİ

Meriç, bunların değişiminin ekonomik güçle de alakalı olduğunu belirten açıklamasında, "Bunun değişmesini orada yaşanan insanlardan beklemek çok güç. Çünkü o insanların ekonomik güçlerinin ne olduğu ortada. Biliyorsunuz 2004 yılında Celal Doğan'ın ikinci döneminde buraların dış cephelerinin beyaza boyanması ilgili bir karar alınmıştı. Bir çok yerde de uygulandı. Çok başarılı olamadı, yarım kaldı. Bu konuya özellikle Büyükşehir Belediyesi'nin el atması lazım" diye konuştu.

KALKIK ÇATI TARZI YAPILABİLİR

Mevcut binalarda çatı olayının olmadığını ve insanların açıkta salça ve biberlerin kuruttuğunu anlatan Meriç, "Çatı olayı buradaki insanların yaşam tarzına çok uygun bir yapı değil. Ama kalkık çatı dediğimiz ayaklar üzerine yapılan bir çatı tarzı yapılabilir. Onun dışında dış cephelerin komple sıvanıp boya yapılması gerekmekte. Bunun için de en azından orada oturan insanlara bunların malzemesi verilebilir. Onlara zaman verilip, topyekün elbirliğiyle ortadan kaldırılması lazım" dedi.

SANAYİCİLERDEN DESTEK İSTENEBİLİR

"Bunun için sanayicilerden destek istenebilir. Özellikle organize sanayiden" diyen Meriç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çünkü şehrin turizm açısından görünümünün çok önemli etkisi var. Havaalanından şehrimize gelen insanların çevresine kafasını kaldırıp, baktıklarında gördükleri çirkin yapının bir şekilde ortadan kaldırılması ve modern Gaziantep izlenimini vermesi herkesin kazancı olur. Ortak bir akıl etrafında özellikle kent konseyi de bu işin içine katılarak geniş platformda bu tarz bütçe oluşturulabilir. Şahinbey belediyesinin her ortamda IMF'ye borç vermesiyle alakası açıklamaları da var. Özellikle Şahinbey belediyesinin bu işin önderliğini yaparak IMF'ye borç vereceğine Gaziantep'teki bu binaların dış cephelerini güzelleştirmek için bu paraları kullanabilir. Onun dışında bankalarla görüşülüp, oradaki vatandaşların çok ucuz ve uzun vadeli krediler ayarlanıp, bir şekilde bunları zorlamakta fayda var".

CAN GÜVENLİĞİ DE ÖNEMLİ

İşin diğer boyutunun bu evlerin can güvenliği olduğunu vurgulayan Meriç, "Bu evlerin can güvenliği bakımından ne kadar elverişli olduğunun da envanterinin çıkarılması lazım. Çünkü biliyoruz ki o evlerin bir çoğu Allah göstermesin bir deprem olduğunda hem şehrimize, hem de ülkemize çok büyük ekonomik kayıplar verecektir. Bunun önüne geçilmesi için böyle geniş, bir çalışma yapılmasında fayda var. Böyle bir afet olduğu zaman hepimiz elimizi başımızın arasına alıp düşüneceğiz. En azında o pozisyona düşmemek için şu anda yapılması gereken hem yaşam şartlarının iyileştirmesi, hem de kentin silüetini değiştirilmesi gerekir, Bunda hepimizin kazanacağız" diye konuştu.

GÜNDEME ALINMALI

Yerel yöneticilerin yeşili düşünmek zorunda olduğunu söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Melih Meriç, "Ben her platformda bunu paylaşıyorum. özellikle belediyelerin son 10 yılda 15 yılda olaya nasıl baktığını değerlendirmek lazım. Şu andaki mevcut belediyeler tamamiyle şehre rant olarak bakıyor, şehri siyasi olarak düşünüp, kendi siyasi düşünceleri etrafında insanarı birleştirebilmek amacıyla belediye imkanlarını şehrin bütünlüğünü kucaklamadan sadece bu mantıkla idare etmeye çalışıyorlar.

ŞAHİNBEY BELEDİYESİNİN BÜTÇESİ

Şahinbey Belediyesi'nin bütçesi hakkında değerlendirme yapan Meriç, "En son şöyle bir rakam vereyim; 2016 Şahinbey Belelediyesinin bütçesi 870 milyon civarında. Ama buna baktığınız zaman 550 milyon civarı arsa satışı ve konut satışlarıyla oluşturulan bir bütçe. Şimdi böyle bir bütçe ortaya koyarsanız şöyle bakıyorsunuz,; burası belediye mi emlakçı dükkanı mı ? Bunu insanların düşünmesi lazım. Bir defa kanun derki belediyeler ticari arsa üretiminde bulunamaz. Bu net bir kanun. Ama buna rağmen görüyoruz ki belediyeler bütün bu gelirlerini arsa satışlarının üzerinden planmalarını yapıyorlar. Tabiki bu da sağlıklı bir kent çıkarmıyor. Çünkü bunu rant olarak gördüğü için belediyeler en ufak bir yer olduğu zaman bunun emsalini değiştiriyor, vasfını değiştirip, arsa olarak düşünüyor ve biran önce bunu paraya dönüştürmeyi planlıyor. O zaman ne park, ne okulu, camisi kalıyor. Sosyal donatıların hiç birisi şehrin geneli düşünülerek ortaya konmuyor. Bizim bu konuyla ilgili oda olarak hala davalarımız devam ediyor. Açacağımız davalarda var. Yürütmeyi durdurmayı kazandığımız ve halen görüşmelerin devam görüşmelerini ettiği davalarımız var. Bu konuda belediye başkanlarıyla ayrı düşündüğümüzü söyleyelim. Bunu bir şekilde gündemde hiç düşmeden devam etmesi lazım. Çünkü hepimiz bu kentte doğduk, büyüdük ve yaşıyoruz. Siz bir mahallenin ortasındaki ufak bir metrelik, iki metrelik, on bin metrelik parseli buradan ben nasıl rant elde ederim diye sosyal donatı alanından çıkarıp, ticari arsa alanına dönüştürüyorsunuz, bu da yanlışlık zaten başlıyor. Bundan dolayı da kimsenin şikayet etmesine gerek yok"

OKUL İÇİN SIRA BEKLEYENLER VAR

Meriç devamla şunları söyledi: "Parkların dışında bugün yaklaşık valilikte bildiğim kadarıyla 25-30 hayırsever vatandaş okul yapmak için niyetini belirtmiş,ama arsa bulamıyor. O kadar okul ihtiyacımız var, sınıflarda bu kadar yoğunlukta okuyan öğrenciler var, para var, yapacak insan var ama siz belediye olarak bunların önünü açmıyorsunuz. Sonra diyorsunuz Gaziantep gri bir kent. Eğitimde yoksunuz sebebi belli. Gaziantep'teki yeşil alan miktarı belli. Belediye başkanları bunları kendilerine söyleyince, atıyorum Burç ormanlarını, dülük ormanları da yeşil alan olarak düşünüyorlar. Halbuki artık bunlar yeşil alan ortamında değil. İmarda yeşil alan olarak gözüken yerleri de kişi başına düşen yeşil alana katarak, oranı yükseltmeye çalışıyorlar. Bunlar gerçek olan şeyler değil. Hepimiz görüyoruz. Bu mantıktan sıyrılmak lazım.

ŞEHİRLİ KİMLİĞİ

Yerel yöneticilerin bu şehirli olmanın ve bu şehir kimliğinin ne olduğunu kendi içlerinde düşünmeleri gerektiğini vurgulayan Meriç, "Herşeyiyle parkıyla eğitimiyle, sosyal donatımıyla yollarıyla.. Binaların gri Gaziantep profilinden çıkarmanın yolu kendi kendine bunları düşünmeden geçiyor. Biz elimizden gelen her türlü katkıyı sunuyoruz, bundan sonra sunarız. Ama rant belediyeciliğinden vazgeçilmesi lazım" LEYLA ÖZEKŞİ POLAT