Sene 30 Ekim 1968, Deniz Gezmiş'in önderliğindeki öncü devrimci gençlik Samsun'dan Ankara'ya Tam Bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal Yürüşüyü adıyla bir eylem düzenliyor.
En önde ayyıldızlı milli bayrağı taşıyan Deniz Gezmiş'ten başkası değil.
Kısa ancak dolu dolu yaşadığı 24 yıllık ömrüne çok şeyler sığdıran anti-emperyalist gençlik lideri.
Bakın 30 Ekim 1968 tarihli bildiride Türk halkına nasıl bir çağrıda bulunmuşlar.
Büyük Türk Milleti!
Atatürk için toplanalım!
Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için,
Mustafa Kemal devrimlerine saldıran karanlık güçlere dur demek için,
Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,
Tam bağımsız gerçekten Demokratik Türkiye için,
Gazi Mustafa Kemal'in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım!
Yaşasın Türkiye! Yaşasın yarının Bağımsız Türkiyesi için mücadelemiz!
Aradan koskoca 42 yıl geçmiş ancak hala anlamını yitirmemiş tazeliğini koruyan bir bildiri ve bugün bile yerinde ve zamanında sayılabilecek bir eylem.
Zaten Mustafa Kemal'in oğullarına ve kızlarına da bu yakışır. Elbette Şahinbey'in torunlarına da.

X X X

25 Aralık 2010 tarihinde bu kez Gaziantep kent merkezinde yani Şehitler Abidesinde başlayıp Şahinbey'in Anıt mezarında bitecek bir yürüyüş var.
Ad Şehitlere Saygı ve Bağımsızlık Yürüyüşü. 30 Ekim 1968'de başlayıp 8 Kasım 1968'de sona eren yürüyüş gibi, antiemperyalist ve devrimci köklerinden beslenen bir kalkışmanın işbirlikçi Ermeni mezalimine ve Fransız emperyalizmine karşı destanlaşmış bir zaferin yazıldığı gün.
Bakın Tertip Komitesi ne diyor?
25 Aralık Gaziantep'in Fransız işgalinden kurtuluşunun bayramıdır. Hepimize kutlu olsun. Gaziantep'le birlikte işgal edilen bütün Türk Yurdu'nda düşmanların emelleri hep aynıydı. Milletimizi birbirine kırdırmak, araya nifak ekerek yurdu parçalamak...
Bunu o zaman başaramadılar. Türkiye Cumhuriyetini kuran, Türkiye halkını oluşturan Türk Ulusu, azmi, inancı ve kararlılığıyla buna izin vermedi.
Şimdi düşman yine aynı düşman ve amaçları yine aynı. İçeride iş birlikçileri, dün olduğu gibi, bu gün de var.
Ancak, o zamanki işbirlikçiler şimdilerde, büyük yatırımcılar, dış sermaye, uluslararası ortaklar sıfatıyla aramızdalar. Özellikle stratejik anlamda, gerek yurt toprakları, gerekse büyük Kamu İktisadi Kuruluşlarının yabancılara, ya da taşeronlarına satışıyla işgal gerçekleştiriliyor. Filistin'in dünü ve bu günü örneği bir tehlike söz konusudur.
Şimdi ulusal bağımsızlığımız, milli birliğimiz tartışılır durumda. Biz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak bunu asla kabul edemeyiz. Bu nedenle ABD'nin BOP Projesini ve ABD, AB ve NATO dayatmalarını talimatlarını tümden reddediyoruz. Ülkemiz batı barbarlarının saldırgan amaçlarına üs olamaz. Topraklarımızda ne füze kalkanı ne de ABD, NATO üssü istemiyoruz.
Bu toprakları kanıyla canıyla savaşarak bize bırakan ve 6317 şehidin simgeselleşmiş şahsiyeti Şahinbey'in kişiliğinde, tüm şehitlerimizi anmak, cumhuriyeti kuran temel değerleri bize bırakanlara minnet borcumuzu ifade için Şehitler Anıtı'ndan Şehit Şahin Bey'in Anıt Mezarı'na kadar bir yürüyüşü gerçekleştirmek için yollarda olacağız.
Amacımız, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı sıfatıyla yapacağımız 30 km'lik bu uzun yürüyüşün geleneksel hale gelmesidir.
Bu nedenle 25 Aralık'ta aşağıda verilen yürüyüş programına zamanınız ve imkanınız ölçüsünde, 25 Aralık 2010 Cumartesi günü Ay Yıldızlı bayrağımızla aramızda olmanızı bekliyoruz.
Evet, 90 yıl önce Mustafa Kemal ve onun devrimci kadrosu emperyalist işgal güçlerini milli sınırların dışına atmayı bilmişti. Ancak bugün bölücüler ve gericiler emperyal güçlerle ittifak halinde Mustafa Kemal'in eserini yıkmak için örgütlü güçlerinin bütün olanaklarını seferber etmiş durumda.
Mustafa Kemal'in oğulları ve kızları ise çeşitli bahanelerle ve sanal bir örgüte üye olma zannıyla hapishanelere doldurulmuş.
Ergenekon'un şerefli ve kutsal ismi, olmayan bir terör örgütüne yaftalanarak, bir taraftan Türk tarihi kirletilmeye çalışılıyor, diğer taraftan Türklerin kendi tarihiyle olan bağları kopartılmaya çalışılıyor.
1968 yılında Samsun'da başlayan 2010 yılında Gaziantep'te tekrarlanan Tam Bağımsızlıkçı, Antiemperyalist yürüyüşler, yeni bir Ergenekon ateşini tutuşturarak tarih sahnesine tekrar dönüş, devredilemez ve başka baharlara tehir edilemez bir görev olarak karşımızdadır.