Eğer aradan 9 yıl geçmesine, ondan önce de aktif siyasette olmasa bile, birkaç yılı daha eklersek, 10-12 yıldan beri Gaziantepin sorunları ve çözümünde hala aklımıza gelen isim oluyorsa, unutmamız mümkün değildir rahmetli Mustafa Taşarı..

/

Gaziantepte sanırım en çok tartıştığı gazeteci bendim.. Ne açıklamalar gönderirdi bana.. Ama niyetimi bilirdi her zaman. Nasıl ki, kendisi Gaziantepin sorunlarının çözümü için yetkili ve etkili makamda olmasını iyi değerlendirirse, bende bir gazeteci olarak şehrin önemli sorunlarını yazar, bunların çözümü ve gerçekleşmesi için kendisine yazardım..

Şunu herkesin bilmesinde fayda var; Gaziantepin menfaati için partili ayrımı yapmazdı. Celal Doğan muhalefet belediye başkanıydı ama birçok projeyi birlikte yaptı. Elbette yanlışları olmuştu, ama Allahı var, bunları söylediğimde kabul eder, önlem alacağını söylerdi..Çok renkli bir kişilikti. Sık sık gazeteye ziyarete gelir, Gaziantepi konuşurduk.. Hatta bir keresinde 'yahu birde kendi işinden bahset, hiç mi sorunun yok senin, bu yokluk içinde gazeteyi nasıl çeviriyorsun, işin gücün Antep'demişti..

Son görüşmemiz o kazadan 2-3 saat önce olmuştu. Ankaraya dönüyordu.. Sohbet etti biraz, sanki helalleşmeymiş o konuşmamız.. Geriye son derece mütevazi bir eş, akıllı ve babalarına yaraşır bir hayat tarzı sürdüren iki çocuk bırakarak, 3 Ocak 2007 tarihinde hayata veda eden rahmetli Mustafa Taşarı hala arıyor, hala Gaziantep için yaptıklarından bahsediyor isek, bu ikinci bir Taşar göremediğimiz içindir..

GÖÇ İDARESİ EN KRİTİK YERDE

Geçtiğimiz günlerde Emniyet Müdürlüğünün hemen yanıbaşındaki eski il özel idarenin olduğu Kent konseyinin yeni binasına gitmiştim. Doğrusu müthiş bir kalabalığı görünce şaşırdım. Kapıdan girmek için oldukça zorlandım. Çünkü buraya aynı zamanda Suriyeliler için göç idaresi müdürlüğü kurulmuş. Binanın içinde resmi işlemler, ama dışarısında bekleyen yüzlerce Suriyeliler.. Üzülüyor insan o kadınları, çocukları ve çaresiz insanları görünce..

Ama bunların kentin hemde yanıbaşında Belediye ve Emniyet, biraz ötede Vilayet binasının olduğu bir bölgeye konuşlandırılmasını doğru bulmadığımı söylemeliyim.. Elbette bu insanların sorunlarını çözmek gerekir ancak, kentin göbeğinde hemde resmi makamların bulunduğu yerde bu görüntülere imkan tanınması sakıncalı gibi geldi..Bunun yerine şehrin kenarlarında bir yer tahsis edilseydi daha iyi olurdu kanatindeyim..Üstelik işin güvenlik yönü cabası..

2015DEN NEFRET ETTİM

Nedense ilk kez, yeni yılı kutlamak içimden gelmedi. Çok kötü bir 2015 geçirdik.. Kayıplarımız oldu sayısızca.. Çok değerli insanları kaybettik Gaziantepte. Benim canlı kütüphanem Birol Göngörü kaybettim en başta.. Nasıl bilgili, nasıl yaratıcıydı bilemezsiniz.. Bilmediğim herşeyi Ona sorardım.. Çok şey öğrendim Birol abimizden.. Birden bire hayatının en olgun yaşında aramızdan ayrılıverdi..Meslektaşımız Erdal Çelikde tam hayatının keyfini sürecekken gidiverdi aramızdan. Bir ara telefon açtığında Gaziantep basınının düşürüldüğü durumdan, seviyenin ve kalitenin yerlerde süründüğünden dert yanmış, 'ben kurtuldum, Allah senin yardımcın olsun'demişti. Onun kurtuluşu rayına koyduğu hayatının keyfini sürme yerine, bu dünyada aramızdan ayrılmak olmuştu.. O da gitti erken yaşta..

TERÖR BELASI VE ÜLKEMİZ ÜZERİNDEKİ OYUN

Kayıplarımız sadece yakınlarımız değildi elbette..Ülkede yaşananlar, terör nedeniyle gencecik kınalı kuzularımızı ve komutanlarını, görev başındaki polislerimizi şehit vermemiz, hala da veriyor oluşumuz, masum vatandaşlarımızın göz göre göre katledilmesi içimizi yakıyordu.. Bir oyun var ülkemiz üzerinde ve devam ettiriliyor..Diyarbakırdaki olaylar canımızı yakıyor resmen.. Hele o masum çocukların dramı, çaresiz kadınların feryadı, hemen hemen hergün şehit ailelerinin çoğalması, yuvaların perişan olması, çocukların öksüz kalması ciğerimizi dağlıyor resmen..

GAZİANTEP İÇİN DE ENDİŞELİYİM

Şehrimiz için de iyi şeyler görmüyorum tabii.. Çünkü Gaziantep artık eski Antep değil, şehrin tadını kaçırdılar.. Huzurlu bir kent olmaktan çıkardılar.. Gerçek Gazianteplileri yabancılaştırdılar.. Şehirde teröristler, ajanlar, illegalite içinde olanlar cirit atar oldu..Tuzu kuru olanların pek oralı olmadığı, kent hayatına girmeden, o hayatı görmeden, halk gibi yaşamadan kent adına ahkamlar kesip kararlar verilmesinde rol oynamaları da içimizi acıtıyor elbette..

Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de iyimserliğimi korumak istiyorum.. İşlerin düzelebileceği konusunda umudumu yitirmek istemiyorum..O umudumuz nasıl gerçekleşir orası meçhul tabii.. Ülkemiz ve şehrimiz açısından son derece kritik bir yeni yıla girerken, yine de iyimserliğimi korumak istiyorum..

Hepinize iyi haftalar