Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep'in çözüm sürecinin bir modeli olduğunu, bu işin sonunda ne olacak diye merak edenlerin gelip Gaziantep'e bakmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gaziantep çözüm sürecinin bir modelidir. Çözüm sürecinin sonunda ne olacak diyen varsa gelsin Gaziantep'e baksın, ne olacağını görsünler. Gaziantep'te huzur var, Gaziantep'te dayanışma var" dedi.

STADIN YERİNE BÜYÜK BİR CAMİ YAPILACAK

Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonu geldiği şehrimizde 4 milyar 250 milyon lira proje bedelli 42 eserin temel atma ve toplu açılışını gerçekleştirdi. Teymur Otel'de Sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleriyle buluşan Erdoğan, Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin resmi açılışını yaptı. Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu'nun 5 cami yapımıyla ilgili protokol imzalanacağını söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "5 cami için Diyanet İşleri Başkanımla imzalayacak ama bir de benim daha önce aldığım bir söz var, Gaziantep'te yeni bir stat yapılıyor. Mevcut stadın yerine de 10 bin kişi kapasiteli büyük bir cami, bir cuma camisi yapılacak. Bu konu ile ilgili çalışmaları, gerek Belediye Başkanımız Fatma Hanım gerekse Konukoğlu ailesi takip ediyorlar. Konukoğlu ailesine ve Gaziantep'e yakışır bir cami olacak inşallah" dedi.

BİNLERCE KİŞİYE HİTAP ETTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış ve temel atma törenine katılmak üzere Cumartesi günü öğle saatlerinde yanında eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile birlikte Gaziantep'e geldi. Havalimanında Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve milletvekilleri tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun güvenlik önlemleri arasında törenin yapılacağı Demokrasi Meydanı'na geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce kişiye hitap etti.

YERİ GELDİ, KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİK

Erdoğan, çözüm sürecinde provokasyon ve verilen sözlerinin tutulmamasına rağmen, büyük sabır ve çabalarla son aşamaya gelindiğini belirtirken, "Biz yeri geldi kan kustuk, zehir içtik, kızılcık şerbeti içtik, yola böyle devam ettik. Boğazımıza düğümlenenleri yuttuk, neden milletimizin kadim meselesinin çözümü vardı. Süreci provoke edenlere farklı muamele yapabilirdik ama yapmadık. Söz verdiler tutmadılar, söz verdiler tersini yaptılar, söz verdiler hiç böyle bir şey yokmuş gibi davrandılar, proveke ettiler. 6-7 Ekim'de vatandaşı sokağa döktüler. Vatandaşımızın dükkanlarını, araçlarını yaktılar, kamunun araçlarını yaktılar, belediyenin araçlarıyla kanallar açtılar, sabote ettiler, tahrik ettiler. İnanın bütün bunlara hep sabrettik. Niye sabrettik, ülkemiz bu bunalımı yaşamasın, bunu da atlatacağız dedik. İnanın bunlara farklı muamelede yapılabilirdi ama yapmadık. Çünkü derdimiz bu ülkede huzuru refahı getirmek, bunu tahkim etmekti, bunu başarabilmekti" dedi.

"GAZİANTEP'İ ÖRNEK GÖSTERİYORUM"

Gaziantep'in kahramanlık destanını överek anlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gaziantep yiğitliğini, mertliğini gösterdi. Gaziantep yine kalbini kollarını sonuna kadar açtı. Allah sizlerden razı olsun. Ülkelerini terk edip burada misafir olarak yaşayan kardeşlerim sizleri ayrıca selamlıyorum. Gaziantep dün düşmana karşı verdiği kahramanca mücadeleyle Gazi unvanını almıştı. Bu şehir farklı bir şehir, ne mutlu size. Tarihiyle, kültürüyle, sanayisiyle, ticaretiyle, sofrasıyla hepsinden önemlisi insanıyla Türkiye ve bölgenin parlayan yıldızı Gaziantep'i her yerde örnek gösteriyorum. Çünkü siz şartlar ne olursa olsun ne özgürlüğünüzden, ne emeğinizden, ne ekmeğinizden vazgeçmeyeceğinizi ispat ettiniz" dedi.

MAZLUMLARIN, MAĞDURLARIN YANINDA YER ALDIK

'Türkiye'den bazı siyasiler sıkılmadan, utanmadan 300 bine yakın insanı katleden katil Esed'i gidip ziyaret edebiliyorsa ülkemizde hala nelerin olduğunu iyi düşünmemiz lazım' diyen Erdoğan, "Biz mazlumların, mağdurların yanında yer aldık, almaya devam edeceğiz. Çünkü bizim ecdadımız tarih boyunca hep zalimlerin karşısında durdu, mazlumların yanında yer aldı ve o ecdadın torunları olarak bizler de aynen mazlumların yanında durmaya devam edeceğiz. Bir gün şartlar değişecek o kardeşleriniz size sığındığında bağrınıza basarak ensar görevini yerine getirdiyseniz şartlar değiştiğinde onlar Suriye'den size farklı seslenecekler; 'Bizim Türk kardeşlerimiz bizi yalnız koymadılar, onlar bizi yalnız bırakmadılar, onlar bizimle beraber oldular, onlar kapılarını bize açtılar, onlar çorbasını bizimle paylaştılar' diyecekler. Seninle iftihar ediyorum Gaziantep" dedi.

"ESMALARI SELAMLIYORUM"

Rabia işareti yapan Erdoğan, "Ben de Esmaları selamlıyorum, Esmaların yanında duranları selamlıyorum. Çünkü onlarda mazlumdu, onlarda ne yazık ki zalimlerin attıkları bombalarla, toplardan çıkan mermilerle şehit oldular. Gönlünüzde ne muradınız varsa rabbim hepsine kavuşmayı nasip etsin" dedi.

GÜL'Ü TENZİH EDERİM

Mitinglerin muhalefet tarafından eleştirilmesine tepki gösteren Erdoğan şunları söyledi:"10 ağustos seçimlerinde yüzde 60'ın üzerinde oy oranı ile bu kardeşinize sahip çıktınız. Cumhurbaşkanlığı makamına layık gördünüz. Sizlere teşekkür ediyorum, her birinize şükranlarımı sunuyorum. Allah sizlerden razı olsun. Şimdi muhalefet partileri çıkmış 'Cumhurbaşkanının meydanlarda ne işi var?' diyorlar. Bunlar herhalde Çankaya'da oturup imza atan Cumhurbaşkanlarına alışmışlar, öyle devam etsin istiyorlar. Kusura bakmasınlar Sayın Gül'ü tenzih ederim ama ne dedik biz; 'biz yan gelip yatan, oturup seyreden bir cumhurbaşkanı olmayacağız. Farklı bir Cumhurbaşkanı olacağız' dedik. Çünkü bizi bu makama millet bizzat kendisi gönderdi. Çalış diye gönderdi, koş diye gönderdi, gayret et diye gönderdi. Dünya kazan biz kepçe olacağız dedik ve böyle yürüyoruz. Durmak yok yola devam diyoruz, durmayacağız."

"MUHALEFET ALKIŞLARSA SIKINTI VAR DEMEKTİR"

Muhalefet partilerinin konuşmasından rahatsız olduğunu söyleyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:"Beyler konuşmamızdan rahatsız oluyorlar. Eğer bu muhalefet benim sözlerimden rahatsız oluyorsa doğru yoldayız demektir. Onlar alkışladığı gün ben kendimi çek etmem lazım, bir sıkıntı var demektir. Onlar öyle tanımlaya dursun biz şu anda Cumhurbaşkanlığı sarayını milletin evi olarak tanımladık. İnşallah şöyle bir iki sene sonra artık orası Cumhurbaşkanlığı sarayı değil cumhurbaşkanlığı külliyesi olarak hizmet verecek. Çünkü artık orada Cumhurbaşkanlığı makamı onun yanında kongre merkezi, büyük camisi, çok amaçlı toplantı salonu, salonları sergi salonlarıyla beraber Türkiye'nin en büyük kütüphanesini kuruyoruz. 5 milyon cilt kitap alacak kütüphane olacak ve 24 saat halkımıza buralar açık olacak. Niye buralar milletin evi ve cumhurbaşkanlığı külliyesi. Bizi siz zaten bununla görevlendirdiniz. Ne zaman önümüz kesilmek istendiyse yanımızda siz vardınız. Ne zaman bize haksızlık yapıldıysa yanımızda siz vardınız. Bunca badireye, bunca tezgaha, bunca oyuna rağmen hamdolsun bu yolculuk devam etti. Bugün burada dimdik ayaktaysak sizlerin sayesindedir, milletimizin sayesindedir."

"TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR"

Komşu olan ülkelerin ateş çemberi içinde olduğunu ve Türkiye'nin önemli bir dönemden geçtiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin bu tabloyu istemediklerini, kardeş ve dostlarının yanında yer almaya devam edeceklerini ifade etti. Komşu ülkeler ateş içerisindeyken, Türkiye'ye konfor içerisinde yaşamanın yakışmayacağını ve el uzatacaklarını anlatan Erdoğan, "Hiçbir kardeşimizi bu ateşin içinde kendi haline terk etmeyiz. Türkiye hem kendini bu ateş çemberinin dışında tutacak, hem de kardeşlerine sahip çıkacak. Zaten Türkiye bu ikisini bir arada yaptığı için büyük ülke. Bizden zengin ve fazla imkanı olan batılı ülkeler savaştan kaçıp güvenli yer arayan mültecileri deniz ortasında ölüme terk ediyor. Biz sınırımıza geleni kimseyi geri göndermedik. Ölümden, sefaletten kaçanlara kapımızı kapatmadık. Koskoca Avrupa'da 200 bin mülteci var, Türkiye'de ise 2 milyon. Farkı görüyor musunuz? Avrupa'nın tamamında 200 bin, bizde on katı, 2 milyon. Hani bunlar çok zengindi? Paraları vardı? Mesele ne biliyor musunuz; insanlık, insanlık" dedi.

"BU MİLLET 200 YILDIR BÜYÜK ACILAR YAŞADI"

Milletin sürekli savaş verdiğini ve büyük acılar yaşadığını anlatan Erdoğan, "Bu millet 200 yıldır büyük acılar yaşadı. Sürekli savaş verdi, bir yerden bir yere gitmek zorunda kaldı. Kırım, Kafkasya, Afrika, Ortadoğu'da dedelerimiz hep bu acıları yaşadı. Çanakkale'de o muhterem direniş savaşı verirken Kürt kardeşlerimiz bizle birlikteydi. Biz asla kendimize yabancılaşmadık. Gaziantep kendi tarihine kendi medeniyetine kültürüne sahip çıkma konusunda daime örnek olmuştur. Bugün de örnek olacaktır, ben buna inanıyorum" dedi.

"SÖZ VERDİLER TUTMADILAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çözüm sürecine de değinirken, süreçte büyük sabır ve çabalarla son aşamaya gelindiğini kaydetti. Erdoğan, çözüm sürecinin provoke edilmeye çalışıldığını, verilen sözlerin tutulmadığını ifade ederek şunları söyledi:"Analar ağlamasın diye çıktığımız yolda önemli dönüm noktasına ulaştık. Samimiyetiyle ifade edeyim ki biz sadece milletimiz için, milletimizin kardeşliği, geleceği için bu süreci başlattık. Sabırla bugüne kadar yürüttük. Söz verdiler tutmadılar, söz verdiler tersini yaptılar, söz verdiler hiç böyle bir şey yokmuş gibi davrandılar, provoke ettiler. 6-7 Ekim'de vatandaşı sokağa döktüler. Vatandaşımızın dükkanlarını, araçlarını yaktılar, kamunun araçlarını yaktılar, belediyenin araçlarıyla kanallar açtılar, sabote ettiler, tahrik ettiler. İnanın bütün bunlara hep sabrettik. Niye sabrettik, ülkemiz bu bunalımı yaşamasın, bunu da atlatacağız dedik" diye konuştu.

KİMSENİN KİMSEYE VERDİĞİ BİR ŞEY YOK

Erdoğan, süreci provoke edenlere farklı şekilde de davranabileceklerini ancak milletin kadim meselesi olduğu için sabırla beklediklerini ve süreci yürütmeye devam ettiklerini anlatarak, şöyle devam etti:"Biz yeri geldi kan kustuk, zehir içtik, kızılcık şerbeti içtik, yola böyle devam ettik. Boğazımıza düğümlenenleri yuttuk, neden milletimizin kadim meselesinin çözümü vardı. Şimdi sürecin yeni aşamasına geldik. Gaziantep bu noktada dik durdu, oyunlara gelmedi. Tam aksine Gaziantep oyun bozdu oyun. Biz yine sabrediyoruz, takip ediyoruz, bekliyoruz. Gaziantep çözüm sürecinin bir modelidir. Sonunda ne olacak diyen varsa gelsin Gaziantep'e baksın, ne olacağını görsünler. Ülkemizi çok sevdiğimiz için bu süreçte ısrarlıyız. Yoksa öteki türlüsü çok kolay ama çözüm olmadığını 40 bin can vererek yüz milyarlarca lirayı dağlara gömerek verdik. Kimsenin kimseye bir şey verdiği yok. Biz 78 milyon insanın her birine hangi hakkı imkanı veriyorsak, bölge insanına da yılların ihmal yanlışını telafi için aynı şeyleri veriyoruz. Ne eksik ne fazla."

"BU BEDEN BU GÖMLEĞE SIĞMIYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkanlık sisteminin de gerekliliğine dikkat çekerek şunları söyledi:"Gaziantep sağlam durursa bu meselenin çözümü 2 kat kolaylaşır. Aksi kıpırdanma olursa o zaman işimiz 2 kat zorlaşır. Artık şu andaki mevcut yönetim şekli bize uymuyor. Artık bu gömlek bize dar geliyor. Bu beden bu gömleğe sığmıyor. Ben diyorum ki Türkiye'nin ihtiyacını karşılayacak sistem başkanlık sistemidir. Bunu Anayasa hazırlıklarında biz o komisyona sunmuştuk ama ne yaptı. Karşı durdular. Biliyorlar ki Başkanlık sistemiyle bu ülkede ancak o zamanki iktidar şu anki iktidar yola devam eder. Bu sistem hem bizim yönetim geleneğimize uygun, hem şartlara uygun. Ben belediye başkanlığından başlayarak başbakanlığım döneminde şunu yaşadım. Davul sizin boynunuzda, sorumluluk sizde ama tokmak başkasının elinde. Böyle bir şey olur mu? 1960 Anayasa'sıyla böyle bir sistem kurulmuş, 1980 Anayasa'sıyla iyice yerleşmiş. Ne kadar tadilat değişiklik yaparsanız yapın ruhundaki çarpıklığı düzeltemiyorsunuz, yamalı bohça bir yere varamıyorsunuz. Şimdi ne diyoruz; 7 Haziran'da bir seçim var mı? Bu seçimde Türkiye'yi, yeni Türkiye hedeflerini, yeni Anayasası'na Başkanlık sistemine, çözüm sürecini güçlendirerek kavuşturmak için hazır mıyız? Kardeşlerim 400 milletvekili verin ve bu iş huzur içinde çözülsün. Buna hazır mısınız? Öyleyse ciddi manada çalışmanız lazım. Bu konuda yapılmış epey çalışma var."

"MUHALEFET YASALARIN ÇIKMAMASI İÇİN VAR"

İç Güvenlik Paketi'nin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu'ndaki gerginliklere de değinerek muhalefeti eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Seçim süreci tartışmalarıyla mesele netleşecek buna inanıyor, yeni meclis kolları sıvayıp meseleyi gündemine alacak İç Güvenlik Paketi'nde mecliste neler olduğunu görün. 312 milletvekili iktidar partisine muhalefet elinden geleni yapıyor. Kavga gürültü önü kesiliyor. Meclis Başkanvekili hanıma nasıl saldırdıklarını görüyorsunuz. Muhalefet yasa çıkarmak için yok, yasaların çıkmaması için var. Ben yeni Anayasa deyince, Başkanlık sistemi deyince birileri sanıyor ki bunlar benim tapulu malım olacak. Ben bunları alıp mezara götüreceğim yok ya bunların hepsi milletin olacak. Fani insanlarız bu gök kubbede hoş sada bırakabilirsek ne mutlu bize. Hak tecelli edecek biz de rahmete kavuşacağız. Kefenin cebi olmadığı için Başkanlık sistemini öteki tarafa götürecek halimiz yok. Bu konuda geç bile kalındı. Bugüne kadar Türkeş'ten, Erbakan hocamıza altını çiziyoruz; Türkeş Başkanlık sistemi dedi, şimdi onun içinden gittiğini söyleyenler karşısına dikiliyor. Özal'dan Demirel'e pek çok lider bu arzuyu dile getirmiştir. 2002'den bu yana yapılan seçim referandum milletimizin bu arzusunun örneğidir. Gaziantep başkanını seçmek istiyor mu? Maşallah 81 vilayette aynı coşkunun sesin yükseleceğine inanıyorum."

KADINA ŞİDDET İNSANLIĞA İHANETTİR

Dünya Kadınlar Günü'ne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:"Kadına şiddet insanlığa ihanettir. Veda hutbesinde Allah'ın emaneti olarak sevgili peygamber tarafından ifade ediliyor; bu emanete ihanet yok. Kadın makamların en yükseğinde nedir o anne. Bak erkek, baba makamların en yükseğinde değil, cennet annenin ayakları altında, babanın değil. Anneciğimin ayaklarının altını öperdim, o ayağını çekerdi. Çektiğinde anacığım cennetin kokusunu bana çok mu görüyorsun derdim, ağlardı. Kim ne derse desin, inşallah el ele, omuz omuza aydınlık yarınlara da beraber yürüyeceğiz."

NEREDEN NEREYE?

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, hükümetleri döneminde yatırımlardaki en büyük payı eğitimin aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:"Gaziantep'te 2002 yılında 7 anaokulu vardı buna 47 okulu daha ilave ettik ve 54'ye ulaştık. Kesintisiz eğitim uygulaması nedeniyle ilkokul ve ortaokullar birlikteydi, 542 temel eğitim vardı. Bugün 823'e yükseldi. İmam hatip ortaokulları 28 Şubat sürecinde kapatıldı, bugün Gaziantep'te 29 imam hatip ortaokulu var. Gaziantep'te 4 fen lisesi vardı 81 oldu. Sosyal bilimler lisesi yoktu, 2 tane yaptık. Güzel sanatlar ve spor lisesi yoktu, bugün var. İmam hatip lisesi 5'ti, bugün 18. Meslek lisesi 10'du, 46 ekledik, 56 meslek lisesi olan bir kent haline geldik. Bilim sanat merkezi yoktu, şimdi var. Pansiyonlar 18'di, bugün kapasiteleri yüksek 22 oldu.

Bakan Avcı, 2002 yılının başında 9 bin 400 öğretmenin görev yaptığını anımsatarak, "Bu ders yılı başında 19 bin 500 öğretmen göreve başladı. Şubat atamalarında 509 öğretmen daha geldi, 20 bini geçti. Bütün bunlar gösteriyor ki, hükümet olarak 10 yıldan beri Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi burada da en büyük yatırım eğitime, gençlere, çocuklara ve öğrencilere yapılıyor" diye konuştu.

2023'E EN HAZIR ŞEHİR GAZİANTEP

Demokrasi Meydanı'nda Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, projelerini anlattı, AVM'yi yıkıp yeşil alan yaptıklarını dile getirdi. Şahin, Gaziantep'in başka şehirlere benzemediğini belirterek, "Çözüm sürecini kendi içinde üreten bu şehir 2023'e de en hazır şehir" dedi.

GAZİANTEP REKABETTE 7. SIRADA

Vali Ali Yerlikaya da, Gaziantep'in dünyada rekabetçi şehirler arasında 7. sırada olduğunu belirterek, "Gaziantep'e yapılan yatırımlar nedeniyle hükümetimize şükranlarımızı sunuyorum" dedi.

Törende ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslamoğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bakanlar, milletvekilleri ve belediye başkanlarıyla birlikte 4 milyar 250 milyon lira proje bedelli 42 eserin temel atma ve toplu açılışını gerçekleştirdi.

İŞSİZ GENÇ YARDIM İSTEDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, açılış töreni sonrası Valiliğe gitmek için yürüdüğü sırada, ismi belirlenemeyen bir vatandaş, Erdoğan'a bir şey söylemek üzere hareket geçince korumaların engeliyle karşılaştı. Erdoğan'ın araya girmesi üzerine şahıs, "Sayın Cumhurbaşkanım; geçen geldiğinizde de durumumu siz söyledim. 'Evliyim, çocuklarım var. Elektrik,suyumu ödeyemiyorum,iş yok, çalışmıyorum.''dedi. Bunun üzerine Erdoğan, korumalarına talimat vererek, not alınmasını istedi.

TRAFİK TIKANDI

Binevler-Kırkayak seferini yapan Belediye otobüsü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gelişi öncesi yolun kapalı olduğu bilgisi verilmeyince trafiğin tıkanmasına neden oldu.

DAVULCULAR HAZIR BEKLEDİ

Gaziantep Davulcular ve Zurnacılar Derneği’ne üye 120 davulcu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılamak için sabah saatlerinden itibaren hazırlık yapmaya başladı.

KUŞ UÇURTULMADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti öncesi Demokrasi Meydanı'nın dört bir tarafı güvenlik çemberine alındı. Tramvaylar sabah saatlerinde 25 Aralık'tan itibaren gidiş geliş yaparken, polis Demokrasi Meydanı'na çıkan tüm yolları araç trafiğine kapattı. Yollara barikat kuran polis, yayaların bile geçişine izin vermedi. Demokrasi Meydanı'na ulaşmak isteyen yayalar büyük zorluk yaşadı. Polisin etten duvar ördüğü alanın giriş ve çıkışlarında titiz bir şekilde üst araması yapıldı. Güvenlik önlemlerini en üst seviyeye çıkaran emniyet mensupları, alanda görevli personelleri yaka kartlarını kontrol ederek içeri aldı.

CUMHURBAŞKANI STK TEMSİLCİLERİNE TEŞEKKÜR ETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi Meydanı'ndan sonra Valiliğe geçti. Uzun süre Valilikte kalan Erdoğan daha sonra Teymur Otel'de kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle biraraya geldi.Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerini selamlayarak, şahsına gösterdikleri teveccüh ve destek için teşekkür etti. Sivil toplumun, demokrasi, çok seslilik, çoğulculuk olduğunu belirten Erdoğan, "Aslında siyasi partiler, sivil toplum kuruluşlarının çok daha farklı teşkilatlanmış yapısıdır. Kendisini ifade etmek, fikirlerini duyurmak isteyen herkes rahatlıkla bir sivil toplum kuruluşu kurabilir. Bir derneğe, vakfa üye olabilir. Herhangi bir siyasi partide üye olarak faaliyette bulunabilir. Türkiye bugün sivil toplum kuruluşları bakımından tarihinin en zengin dönemini yaşıyor" dedi.

TÜRKİYE EN ÖZGÜRLÜKÇÜ DÖNEMİNİ YAŞIYOR

Erdoğan, parti kapatma iddialarıyla ilgili de konuşarak, Erdoğan, "İktidar partisi kapatılmaya karşıdır. Çünkü bunun bedelini ödedik. O partinin ben genel başkanıydım. Birileri ne şekilde propaganda yaparsa yapsın Türkiye tarihinin en özgürlükçü döneminin keyfini çıkarıyor. Medyada, siyasi mecralarda herkes dilediği görüşü rahatlıkla savunabiliyor. Burada ölçü ne, anayasa ve yasalara uygun şekilde yürüteceksiniz. Kimsenin hakkına hukukuna inancına hakaret ve tacizde bulunmayacaksın. Bu şekilde faaliyet gösterdiği halde herhangi bir baskıya maruz kalan birey kurum kuruluş var mı? Varsa hakkını herkesten önce ben savunacağım velev ki bana karşı olsun bana muhalefet ediyor olsun. Cumhurbaşkanına hakaret ediyorsun, Başbakana hakaret ediyorsun daha ne olacak git batıda yap bakmalım" dedi.

OYUN BAŞKA

'Özgürlük adına demokrasi adına taşla sopayla teşebbüs edenler çıkmışlar özgürlükten bahsediyorlar' diyen Erdoğan, "TBMM’de maske takıyorlar sonra özgürlükten bahsediyorlar. Molotofa özgürlük diye sokakta dolaşanlardan demokrasi olabilir mi? Bıçak doktorun elinde neşter olur hayat kurtarır ama katilin elinde can alır. Güvenlik paketiyle bunları engelleyeceğiz. Ama bir muhalefet, bir karşı çıkma. Sanki ülkede darbe kanunu çıkartılıyor. Dertleri nedir? Bu paket çıkmasın. Demokratik çerçevede tepkini ortaya koyabilirsin ama ülkenin huzurunu bozamazsın. Türkiye büyüdükçe ekonomi de aradığı istikrarı buldukça birileri sokaktan medet umuyor, lütfen dikkat edin! Erbakan Hocamıza, Adnan Menderes’e aynı şeyler uygulandı. Bugün "Medya özgürlüğü yok" diyenler özgürce yazıyorlar. İşin gerisindeki, oyun başka" diye konuştu.

GEREĞİNİ YAPARIZ

'Darbeler ekonomik krizlerle gelir, memleketin kaynaklarını peşkeş çeker' diyen Erdoğan, "Dolar zenginleri üretmek istiyorlar. Bir taraftan da Merkez Bankası'nı köşeye sıkıştırmak istiyorlar. Bana diyorlar ki Merkez Bankası'na çok vuruyorsunuz. Çıksın işte çözsün o çözecek ben mi çözeceğim. STK’lara ve işadamlarına sesleniyorum. Sakın dolar alarak köşeyi dönerim gibi bir yaklaşım içine girmeyin. Duvara çarparsınız. Dere yatağında akar. Biz gereğini önümüzdeki hafta içinde yaparız" dedi.

İKTİDARA GELMEK İSTEYENLER GAZİANTEP'E GELSİN

Çevre düşkünü olduklarını dile getiren Erdoğan, "Yalova’da asırlık ağaçları kestiler. Nerede o tencere tavacılar. Hiçbiri ortada yok. Bağlı oldukları siyasiler nerede. Gezi olaylarında ortaya koyduğumuz tavrımızdan sonra amaçlarına ulaşamayınca 17-25 Aralık darbe girişimini yaptılar. Gezi’den veya 17-25 Aralık’tan sonuç alsalardı 12 yıllık emek, kazanımlar boşa gidecektir. Bakmayın bize yaptıkları ithamlara. Sıfatları ne olursa olsun faşiste bile rahmet okutacak bir bağnazlığa sahiptir bunlar. Türkiye’nin Pensilvanya’dan emir almadan siyaset yapan siyasetçilere ihtiyacı var. Gaziantep buraya kadar üzerine düşeni layıkıyla yaptı ama bundan sonra da Gaziantep'e büyük görevler, büyük sorumluklar düşüyor. Önümüzde iki önemli mesele var; ikisinin de düğümü Gaziantep'in elinde. Bir tarafta Allah'ın emaneti olan misafirlerimiz, muhacirler, Suriyeli kardeşlerimiz var. Öteki tarafta Çözüm süreci var. Çözüm sürecinin özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde anahtarı, kilidi, Gaziantep'te. Bunu özellikle söylüyorum."

İLAHİYAT FAKÜLTESİ’Nİ BEĞENDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin resmi açılışını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın Gaziantep Üniversitesi’ni ziyaretine, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ve eşi Nuray Coşkun, SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Konukoğlu, Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu'nun yanı sıra öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Ak Parti Gaziantep milletvekillerinin de hazır bulunduğu açılış alanında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sani Konukoğlu İlahiyat Fakültesi’nin binasını çok beğendiğini belirterek, “Gerçekten şu anda dış görünüşü itibariyle beni çok etkiledi. İnşallah burası sizlerin bilgi ve hikmet yuvası olsun. Konukoğlu Ailesi’ne çok teşekkür ediyorum. İmam hatiplerdeki öğrenci sayısı 1 milyona ulaştı. 60 binden 1 milyona... Bu, bir şeyi gösteriyor. Bu bir talep meselesi. Demek ki bu ülkede bizim vatandaşımızda bu konuda bir açlık vardı ki imkan, zemin hazırlanınca yavrularını meslek liselerine, imam hatiplere gönderdiler"dedi.

ÖĞRENCİLERLE SOHBET

Kuran’ı Kerim okunması ve dua edilmesinin ardından kurdelesi kesilerek resmi açılışı yapılan Sani Konukoğlu İlahiyat Fakültesi’ni gezen Cumhurbaşkanı Erdoğan sınıfları tek tek gezerek öğrencilerle sohbet edip başarı dileklerinde bulundu. Burada Erdoğan’a öğrenciler, üzerinde annesinin resminin olduğu bir portre hediye etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dışarıda kendisini bekleyen öğrencilerin yanına giderek dileklerini dinleyip, istekleriyle ilgili not aldırdı. Cumhurbaşkanı, öğrencilerin fotoğraf çektirme isteklerini de geri çevirmedi. Cumhurbaşkanlığı otobüsüne binen Erdoğan, öğrencilere içinde satranç takımı bulunduğu öğrenilen hediye kutuları verdi.

STADIN YERİNE CUMA CAMİSİ SÖZÜ

Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu'nun 5 cami yapımıyla ilgili protokol imzalanacağını söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "5 cami için Diyanet İşleri Başkanımla imzalayacak ama bir de benim daha önce aldığım bir söz var, Gaziantep'te yeni bir stat yapılıyor. Mevcut stadın yerine de 10 bin kişi kapasiteli büyük bir cami, bir cuma camisi yapılacak. Bu konu ile ilgili çalışmaları, gerek Belediye Başkanımız Fatma Hanım gerekse Konukoğlu ailesi takip ediyorlar. Konukoğlu ailesine ve Gaziantep'e yakışır bir cami olacak inşallah" dedi.

GAZİANTEP BEREKETLİ

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise yaptığı konuşmada fakültenin kente ve kentin ilim ve irfanına hayırlı katkılarda bulunacağını söyledi. Eğitime katkıda bulunan hayırseverlere teşekkür eden Avcı, "Gaziantep hayırseverlerin eğitime katkıları bakımından bereketli bir şehir. İnşallah bu daha da artacak" dedi.

GAZİ ŞEHRİMİZ ENSAR OLDU

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, fakültenin hayırlı olmasını diledi. Allah'tan yeryüzünde zulme uğrayan bütün Müslümanlara sevgi, saygı ve kardeşlik ulaştırmasını dileyen Görmez, "Gazi şehrimiz, Suriyeli kardeşlerine ensar oldu. Onlara ensar olma yolunda bize güç ve kuvvet ver, Suriyeli kardeşlerimizi bir an önce salimen, özgür bir şekilde kuracakları ülkelerine dönmeyi nasip eyle Allahım" diye dua etti. Meral KINACILAR, Okan YILMAZ