Fanatik Disiplin 'Great by Choice adlı kitapta 1911 yılında Antarktikaya yapılan iki yolculuğun karşılaştırılması yapılıyor. Karşılaştırılan iki yolculuktan birisi dünya tarihine Güney Kutbuna ilk ayak basan kişi olarak geçen Norveçli Roald Amundsenin (1872-1928) 1910 yılındaki Güney Kutbuna yolculuğu. Diğeri ise aynı tarihlerde yola çıkan Robert Falcon Scottun maalesef ölümle biten trajik yolculuğu. Kitapta, Roald Amundsenin liderliğindeki ekibi diğer ekipten farklı kılan ve başarılı olmalarını sağlayan etkenlerin ne olduğu araştırılıyor. Bulunan cevap ise basit ama önemli: fanatik disiplin. Amundsenin yolculuğu incelendiğinde, çok önemli bir karar aldıkları ve bu kararı fanatik bir disiplinle şaşmadan uyguladıkları görülüyor. Almış oldukları karar, koşullar nasıl olursa olsun, her gün 15 mil yürümek. Ne 1 mil az ne de 1 mil fazla. Öyle ki ekip, yürümenin kolay olduğu güzel havalarda, rahatlıkla 15 milin üzerinde yürüyebilecekken dahi yürümeyip dinleniyor. Ya da tam tersi, koşullar çok zor da olsa 15 mil ilerlemeden asla durmuyorlar. Amundsen, kötü hava koşullarına rağmen, saatte 8 kilometre hızla ilerleyen köpeklerin çektiği kızaklarla yolculuk yaptı. Amundsen ve ekibinin bu kararı, her yeni güne aynı motivasyonla başlamalarını sağlıyordu. 15 mili bir an önce yürümek ve sonrasında dinlenmek üzerine kurulu bu günlük net hedef ve beraberindeki ödün vermez disiplin, ekibin bir birine kenetlenmesini de arttırıyordu. Böylelikle, bu küçük ama net hedefin disiplinli bir şekilde hayata geçirilmesi Amundsen ve ekibine başarıyı getiriyordu. Diğer bir yandan ise Scottun ekibi her yeni günde yeni bir bilinmeyene uyanıyordu. Planlarını günlük olarak, hatta anlık olarak hava koşullarına göre sürekli değiştirerek bir kaosa doğru sürükleniyorlardı. Belki de bu yüksek derecedeki bilinmezlik ve kaos ortamı yüzünden Scottun ekibinin gücü azalıyor ve maalesef yolculuk bir trajedi ile sonlanıyordu.

Amundsen ve ekibini başarıya götüren fanatik disiplin. Scott ve ekibi ise her fırtınada fırtınanın yönlendirmesine izin vererek trajik bir şekilde hedeflediği noktaya varamadan sancılı bir sonla hayatını kaybetmesine yol açıyordu. Kutba ulaşan köpeklerden bazıları diğer köpeklerin ve bazıları da adamların beslenmesi için etleri için öldürülmüştü. Albay Smith, Midilli atlarını kullandı. Scottun ekibi, Amundsenden daha sonra, 1 Kasım 1911de yola çıktı. Ayrıca rakibinden 97 kilometre uzun olan 2 bin 414 kilometrelik bir güzergah seçti. Scott, kutba 17 Ocak 1912 tarihinde ulaştı. Günlüğünde, Aman Allahım! Burası felaket bir yer ve buraya ilk ayak basanın biz olmamamız ise durumu daha da kötü yapıyor diye yazdı. Amundsen ünlü bir kaşif. Arkadaşları arasında adı Vikingti. Belki de onun büyük kaşif olacağını ilk gören de onlardı. Kuzeybatı Geçidinin baştan sona kadar gemiyle geçilebileceğini gösteren ilk gemici ve Güney Kutbuna ülkesinin bayrağını diken büyük denizci. Amundsen 1872 yılında Norveç Borgeda doğdu. Tıp öğrenimi yaparken annesinin ani ölümü üzerine 21 yaşında bir fok avlama gemisine çalışmak için girdi. 1910da Antarktikayı keşfetmek için yola koyuldu. Aslında başından beri onun amacı, Kuzey Kutbunu keşfetmekti. Frederick Cook ile Robert Peary 1909da Kuzey Kutbuna gidince, Amundsen yolunu Güney Kutbuna çevirmişti.

Bu kez yarış Güney Kutbu için başlamıştı. Robert Falcon Scott 1910da Terra Nova gemisiyle İngiltereden yola çıktı. 1911 başlarında McMurdo Sounda vardı. Amundsen ondan yedi gün sonra Balina Körfezine gelebildi. Scott ve adamları ikmal depoları kurarak 1 Kasımda tekrar yola çıktılar. 18 Ocak 1912de Kutupa vardıklarında, üzerinde Norveç bayrağı dalgalanan bir çadır gördüler; Amundsenin Güney Kutbuna kendilerinden tam 35 gün önce ulaşmış olduğunu anladılar. Ne yazık ki, en az onun kadar değerli bir gemici olan Falcon Scott ve arkadaşları bu keşifte yarışı kaybetmekle kalmayıp, bir de yaşamlarını yitirdiler. İngiliz Robert Falcon Scott ve ekibi ise dönüş yolunda açlık ve aşırı soğuktan öldü. Scottun ölümü onun ulusal kahraman olmasını sağladı. Antarktika haritası bu maceraperestlerin isimlerini taşıyor. Tarihçiler ve kutup uzmanlarına göre, hayvanlar olmadan bu macera kesinlikle gerçekleşemezdi. Amundsen bir pilot arkadaşının 16 Haziran 1928de Kuzey Buz denizinde uçağının düştüğü haberini duyarak kurtarmaya gitti. Uçağı siste kayboldu ve hayatını kaybetti.