'Uçurumun kıyısında yıkık bir ülke' Atatürk'ün Milli Kurtuluş Savaşı öncesindeki Anadolu'yu resmederken sarfettiği ilk sözler bunlardı.

Aslında bu izah 19 Mayıs 1919 öncesi oluşan siyasal, sosyal ve tarihsel sürecinde bir tahlilidir.

Son kaleler birer birer düşmüş, Devlet-i Aliye hızla topraklarını kaybetmiş ve kendi anayurdunda dahi işgal yaşamaktadır.

Devlet vasfını yitirerek kuru bir şekilciliğe hapsolmuş, padişah saltanat makamını muhafaza derdine düşmüş ve Anadolu'daki halk kendi kaderiyle başbaşa bırakılmıştır.

Osmanlı Mebusanı'ndan ve Osmanlı Devlet düzeninden ümidini kesen Mustafa Kemal Atatürk bütün rütbe ve unvanlarını bırakarak daha önceleri kafasında şekillenen mücadele planını uygulama kararı almıştır.

19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'dan Anadolu'ya geçiş aslında bir yola çıkış öyküsünün de ilk basamağıdır.

Feodal ve teokratik bir imparatorluğun son kalıntılarına devrimci bir cevap, milletleşme serüveninin ilk haykırışıdır.

Pusulası bozuk Bandırma Vapuru'nun Karadeniz'in azgın dalgalarıyla boğuşarak kıyıya taşıdığı o sarışın kurt istikbalin Milli Devleti'ni kuracak olan adamdır.

Anadoluda ki soylu halk ise devrimi gerçekleştirecek olan halktır. Bu haliyle 19 Mayıs 1919 Türk'e has dik duruşun, direnişin ve zincirlenemez ve köleleştirilemez bir milletin onur günüdür.

Mevcut siyasi iktidarın Milli bayramları Türk Milletinin zihninden silmeye yönelik oyunları, İngiliz yüksek komiserinin Damat Ferit'e dikte ettirdiği telkinlerle birebir örtüşmektedir.

Demek ki Anadolu toprakları yeniden bir yol ayrımına doğru itelenmektedir. İşbirlikçiler vasıtasıyla emperyalist bölüşüm sürecine zorlanan genç Cumhuriyet 100 yıl sonra yeniden içeriden ve dışarıdan kuşatılmaktadır.

Tali unsurlar güçlenmekte, Türk Milleti kendi çaba ve gayretleriyle yeniden vatan yaptığı topraklarında sıkıştırılmakta, hassasiyetleriyle oynanmakta ve yaşam alanları daraltılmaktadır.

Artçı şoklarını yakın tarih içinde yaşadığımız yeni bir kalkışmanın önderleri ilk yürüyüşlerini yine Samsun'dan başlatmışlardı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının emperyalizme karşı tam bağımsızlık başkaldırısının Samsun'dan başlaması Kemalist ruhu yaşama geçirme anlamında manidar bir eylemdir.

Bu namüsait süreç bünyesinde yeni bir 19 Mayıs sürecini biriktirmekle kalmıyor, yeni Mustafa Kemallere tarih sahnesinde yeni Milli roller dağıtmak üzere gerekli şartları ve zemini oluşturuyor.

' Beni de bir Türk anası doğurmadı mı' diyen Mustafa Kemal dünden bugüne yeni bir devrimci durumun önderlerini işaret ediyor.

Yaşasın 19 Mayıs ruhu, Yaşasın 23 Nisan bilinci, Yaşasın 29 Ekim kararlılığı, Yaşasın 30 Ağustos direnişimiz. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Yaşasın Kemalist Devrimler. Yaşasın başı börklü Yüce Türk Milleti.