1. Dünya Savaşı sartlarını göz önünde bulundurduğumuzda, Anadolu'nun işgaline karşı vermiş olduğu kurtuluş mücadelesinin ne kadar anlamlı ne kadar kutsal olduğunu daha iyi anlarız.

Hiç bilmedikleri tanımadıkları toprakları işgalcilerle birlikte istila edip hiç uğruna ölen insanları düşündüğümüzde, Gaziantep'linin kendi toprağını korumak için canını ortaya koyması, devlet desteği almadan şehri; çeteler ve gönüllülerle , dönemin güçlü orduları arasında yer alan bir ülkenin ordusuna karşı savunması,işgalden kurtarması, GAZİ'lik gibi anlamlı bir ünvanı alması, tarih kitaplarında ders olarak okutulacak büyük bir destan olarak kabul edilmeli.

En az Çanakkale Zaferi kadar büyük bir öneme hayiz olduğu gelecek nesillere bıkmadan usanılmadan anlatılmadır.

ANTEPLİLER 25 Aralık 1921 yılında; Ermeni işbirlikçiler ve Fransız işgal ordularına karşı 6317 şehit vererek, dillere destan mücadelesi ile malını, canını, namusunu kurtardı.

Karayılanı, Şahinbey'i, Şehit Kamil'i ve binlerce isimsiz kahramanı ile işgal altındaki diğer illere örnek oldu.

Bey Mahallesi kütüğüne kayıtlı, Gaziantep'in hemşehrisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 25 Aralık 1936'da söylediği; " Türk'üm diyen her şehir, her kasaba ve en küçük Türk Köyü, Gazianteplileri kahramanlık misali olarak alabilirler..."

" Ben Gazianteplileri gözlerinden nasıl öpmem ki, onlar sadece Gaziantebi değil tüm Türkiyeyi kurtardılar" sözleri duruma nokta koymuştur.

Gaziantepliler dedelerinin kahramanlıkları ile ne kadar övünseler azdır, bunu çokça konuşmak ta fayda var.

Şehri yönetenlerin bu konudaki her türlü hassasiyetlerini anlayışla karşılamak lazım.

Çünkü şehirlerin de hafızaları vardır ve bu hafızalarda ki güzellikleri yaşatmak şehri yönetenlere düşer.

Son yıllarda Cumhuriyet Bayramı, 19 Mayıs, 23 Nisan gibi milli gün ve bayramlara getirilen kısıtlamalar ve gereken değerin verilmemesi bizleri üzmekte, haklı endişelere sevketmekte.

25 Aralık gibi önemli günler devlet erkanının katılımı ile değişik mekan ve etkinliklerle kutlansada eski heyecanından uzak görünüyor.

Aslında 15 Temmuz terör kalkışması sonrası bu gibi günler daha da anlamlı olması gerekirken 15 temmuzun gölgesinde bırakılıyor.

25 Aralık Kutlamalarında Gazianteplilerin mücadelesi anlatılması gerekirken özellikle siyaset erki daha çok 15 Temmuza vurgu yapmayı tercih etti, üniversitedeki kutlamalarda bunu daha açık seçik gördük.

O çok güzel gece resmen 15 temmuz gecesine çevirildi, yapılan gösteriler de Karayılanlar, Şehit Kamiller, Şahinbeyler yerine 15 Temmuz gecesine götürüldük.

15 Temmuzun konuşulmasından rahatsızmıyım tabiki HAYIR,

O talihsiz günde Türk Tarihine Türk Milletinin bir kahramanlık hikayesi ile geçmiştir ancak 25 aralığın hikayesi farklıdır, 15 temmuzun ki farklı.

15 Temmuzların yaşanmaması için ondan iyi dersler çıkarılmalı,bir daha akıllardan dahi geçirilmemesi için tüm önlemler alınmalıdır.

Ama diğer günlerin önüne geçirilmeden, ecdadın diğer şehitlerin hatıralarını rahatsız etmeden.

Bu durumu show malzemesi yapmadan.

Tüm olumsuzluklarına rağmen bir yılı daha geride bırakıyoruz.

2015 çok kötü geçti diye hayıflanırken, 2016 nın çok daha kötü geçtiğini hep beraber yaşayarak gördük.

Rabbim bizlere 2016 da yaşadığımız talihsizlikleri bir daha yaşatmasın, 2017 tüm insanlığa ve ülkemize güzellikler getirsin.

Mutlu yıllar Hayırlı Cumalar...