'Sözüm; Kasıtla ve kumpasla...

Emirle ve nefretle...

Kin ve intikam duygusuyla...

Siyaset yapıp, Adalet dağıtıp, Kalem oynatıp,

Karanlık işlerin parçası olanlara;

'14 Aralık operasyonu ile neyin üzerini örtüyorsunuz?'

*

Çünkü 14 Aralık operasyonu sadece;

Hukuk kavgası değildir.

Zira görünen o ki, basına yansıdığı kadarıyla, bu dava da adliye tarihine sahte delil üretme ve kumpas davası olarak geçecek gibi.

*

Çünkü 14 Aralık operasyonu sadece;

17-25 Aralık yolsuzluk iddialarını gölgeleme operasyonu değildir.

Zira iddia ve ithamları hafızalara bir daha hatırlatmıştır.

*

Çünkü 14 Aralık operasyonu sadece;

Sadece 'Özgür gazetecilik' kavgası değildir.

*

Çünkü 14 Aralık operasyonu sadece;

Dünün azat kabul etmez kader ortaklarının, bugünün iflah olmaz can düşmanları arasındaki 'nihai hesaplaşma' kavgası da değildir.

Zira cemaat iki gazeteci, iki senarist ve yönetmenle üç beş polisten ibaret değildir.

*

Bana göre 14 Aralık operasyonu;

Ülke kaderinin şekillendirildiği,

İmralı-Kandil-Yenimahalle üçgenindeki,

Görüşme ve gelişmelerin gözlerden kaçırılma operasyonu...

*

Bana göre 14 Aralık operasyonu;

Milli sınırlarımız, rejimimizin ve bütünlüğümüzün,

Müzakere masasında pazarlanışının,

Dikkatlerden kaçırılma operasyonu...

*

Bana göre 14 Aralık operasyonu;

Ankara-Washington-Erbil hattındaki pazarlıkları,

Baskıları ve mutabakatları,

Karartma ve perdeleme operasyonu...

*

Bana göre 14 Aralık operasyonu,

'Gizli pazarlıkların' ve 'çaresiz tavizlerin' gizlenmesi...

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önderin;

'Müzakereler metninin içinde özerklik de var sözlerinin perdelenmesi...

Bölücü başı Öcalanın;

'Mutabakatların yasallaştırılması için en fazla beş buçuk ay süreniz var' çıkışının örtbas edilmesi...

Ve Kandilde ki yılanın başı Bayık ve Karayılanın;

'Bahara kadar şartlarımız kabul edilmezse, Türkiyede savaş olacaktır' tehdidinin üzerinin örtülmesidir.

*

Biliyoruz ki,

Büyük Türk Milletiyle hesaplaşmaya kalkanlar,

Masum, suçsuz, günahsız ve 12 yıldır sığındıkları mağdur rolleriyle,

Aldatma ve Kandırmaya devam ediyorlar.

Ne tesadüftür ki, Başbakan Davutoğlu aldırdığı gizlilik kararıyla,

'Açılım-Saçılım' projesinin devamını sağlamak için,

'Rica-Minnet' el açtığı PKK ile aynı anda,

Adeta 'Sus-Pus' olmuşlardır.

*

Sözümüz iskeletsiz ve omurgasızlaradır.

Bilesiniz ki;

Beş bin yıllık tarihe sahip Türk milletine ne kadar kumpas kurarsanız kurun,

İhanet şebekelerinden bir gün,

Mutlaka bunların hesabı sorulacaktır.

Ve yüce Allahımın (c.c) izni ile...

Bağımsız hukuk karşısında,

Herkes yaptığının cezasını çekecektir...'

Sevgili Metin ÖZKAN Hocamın söylediklerine katılmamak mümkünmü...

Hepsinin altına imzamı atıyorum....

Vee adelet bir herkese lazım olacak diyorum...

'ADALET' HERKESE LAZIM OLABİLİR...

Bu sıralar, yaşanan olumsuzlukları korkarak değerlendiren birileri geçmişten örnekler vererek 'onlarda şöyle olduğunda böyle yapmışt' gibi ifadelerle sözüm ona tarafsız 'ortada' kalmaya çalışıyor...

Halbuki, haksızlık, hukuksuzluk, zulüm hangi dönemde olursa olsun 'varsa'sessiz kalmak olup bitene rıza göstermektir...

Düşünür Bertolt Brecht başından geçen hikaye gibi;

'Naziler önce komünistleri tutukladılar;

komünist değilim diye ses çıkarmadım.

sonra Yahudileri tutukladılar,

yahudi değilim dedim, sesimi çıkarmadım.

Sosyal demokratları tutukladılar,

savunmak bana mı kaldı dedim, sesimi çıkarmadım.

Sıra bana geldiğinde;

etrafta tutuklanmama ses çıkaracak kimse kalmamıştı!'

Tarafsız, her kesime eşit, zaman ve duruma göre yön değiştirmeyen ADALET, düzgün işleyen 'Hukuk' Herkese herkesime lazım olabilir...

Birşeye tepki göstermek için illa mağdur olmamız, hapsi boylamamamız, işkence görmemiz gerekmiyor...

Hayırlı Cumalar...