Önce baştan başlayalım.. Bu şehirde binalar yükseliyor, hemde kentin kalbine hançer vururcasına.. Cumhurbaşkanı dahi söylese, Gaziantep’te bu sözün hükmünün olmadığını yapılan ve bundan sonra da yapılacak olanlar ile net şekilde görüyoruz..Artık gökyüzüne bakmak için kafamızı kaldıramayacak hale geldik şehrimizde.. Çünkü her tarafımız binalarla dolduruyor.. Karmen’in yeri, Metro’nun önü arkası yanları.. Köy Hizmetlerinin yeri.. Daha gelecek olan Tuğay kavşağındaki stadın yeri.. Sonra Tuğayın çevresi, Tedaş’ın yanıbaşları.. Ve sonuncusu Kamil Ocak’ın 44 bin 500 metrekarelik yeri.. 10 binine SÖZDE meydan yapılacağı ve geri kalanının beton mezarlığına dönüştürüleceği gerçeği..ŞEHİR ESKİ KİMLİĞİNİ KAYBETTİ ÇÜNKÜYazıyoruz.. Yazıyoruz.. Yazıyoruz.. Uyarıyoruz.. Uyarıyoruz.. Uyarıyoruz.. Söylüyoruz.. Söylüyoruz.. Söylüyoruz.. Bağırıyoruz.. Bağırıyoruz... BAĞIRIYORUUZZZZZZZZZZZ… Ama bu şehri yönetenlere, bu şehri temsil edenlere, bu şehirdeki bazı STK’larla sesimizi duyuramıyoruz.. Allahı var, öncelikli olarak bir MİMARLAR ODASI çırpınıyor mahkemeye veriyor, inşaatları durdurma kararı aldırıyor ama uygulaması olmuyor, çünkü mahkemeyi de dinlemiyorlar.. Olmasa da mücadele açısından hiç değilse diğer STK'lar da göstermelik değil, kararlılık göstererek destek versin, bir güç oluşturulsun diyoruz.. Dilimiz döndüğünce, bilgimiz elverdiğince anlatıyoruz, yol gösteriyoruz.. Örnekler veriyoruz, yine olmuyor… Çünkü bu şehir biraz da eski kimliğini kaybetti.. Bu şehirde insanlar korkuyor artık.. Çekiniyorlar bir şey demeye.. En utanılacak olanı ise, eyyamcılık.. Nedense eyyamcılık en tercih edilen yöntem olmuş durumda.. Kapalı kapılar ardından konuşuluyor ama sıra düşüncesini tavrını söylemeye geldiğinde ağızlara fermuar çekiliyor.. Gözler karartılıyor, kulaklar sağırlaştırılıyor..images.jpg

BEN ÖZÜR DİLİYORUM..Şehrin merkezlerinde nerede boş arsa veya park hatta spor alanları varsa, göz diken, buraları beton yığınına çevirmek isteyen düşünceler maalesef hep galip geliyor.. Onun içindir ki, Celal Doğan'ın 100. Yıl parkı hariç şehirde doğru dürüst park bırakılmadı. Kalanların içerisi de resmen işgal ettirildi..Nerede boş köşe bulunduysa, cafe, restoran ve satış yerleri işgaline uğratıldı. Spor alanları zaten bırakılmadı..25 yıl önce kentte 30’a yakın mahallelerde futbol sahaları vardı, hemen hemen hiçbiri bırakılmadı.. Meydan deseniz bir tane var, o da zaten yine Celal Doğan’ın eseri.. Tıpkı Gaziantepspor ve Gaski tesisleri olduğu gibi.. Şimdi bir spor alanımız daha gidiyor elden..
Bunun suçlusu olarak kendimi ve gazetemizi görüyorum.. Kamil Ocak stadının yerini kurtaramadık maalesef.. ÖZÜR DİLİYORUM TÜM GAZİANTEPLİLERDEN.. BURASI İÇİN İLK GÜNÜNDEN BERİ VERDİĞİMİZ MÜCADELEYİ KAZANAMADIK.. Böylece spor alanıyla, salonuyla Gaziantep’in 50 yıllık hatıralarının silinmesini önleyemedik.. Küçüklüğümüzün geçtiği,benim gibi onbinlerce Gazianteplinin ANILARINI, TOKİ’nin BETON MEZARLIĞINA GÖMME KARARINA KARŞI DURAMADIK.. Bir özürüm de elbette rahmetli Kamil Ocak’a.. Gaziantep için yaptıklarına karşılık, bu stadı yapmasına karşılık, yeni stada adını verdiremediğimizden dolayı bizleri inşallah affeder..EY TOKİ DİYEMEDİK…Bakanlarıyla, Milletvekilleriyle, Valisiyle, Belediye Başkanlarıyla el ele verip “EY TOKİ, SANA KAMİL OCAK’IN YERİNİ BETON MEZARLIĞI YAPMANA İZİN VERMEYECEĞİZ” diyemedik.. Milli Emlağıyla, Hazinesiyle belediyeleriyle “GEL KARDEŞİM AL SANA ŞU KADAR ARSA, KAMİL OCAK’IN YERİNE BİZ MEYDAN YAPARAK BU ŞEHRİN YAŞANABİLİR KENT OLMASINI SAĞLAYACAĞIZ” diyemedik.. Veya, “Sen yeni stat için 100 MİLYON harcadı isen, biz koskoca şehir olarak, İhracatıyla Türkiye’de zirveyi zorlayanlar olarak o parayı temin edip sana vereceğiz, Yeter ki Kamil Ocak’a dokunma” diyemedik.. Oysa bunu Bursa dedi.. Sivas dedi.. Eskişehir dedi.. Antalya dedi. Samsun dedi. Malatya dedi.. Mersin dedi.. Maalesef bir tek GAZİANTEP diyemedi.. Böylece lafa gelince esip gürleyenler, icraata gelince suspus oldu..ZEUGMA İÇİN VERİLEN MÜCADELE NİYE TEKRARLANMASINDün çağrılı olmadığım için gidemediğim AK Parti Genel Başkan yardımcısı Sayın Çiğdem Karaaslan’ın, Kent Konseyi ve belediye başkanlarının toplantısına katılabilseydim söyleyecektim aslında bunları.. Farklı bir siyasetçi olarak gördüğüm ve ilişkileriyle, konuları ele alışı ve bakışıyla, söyledikleri konularda gelecek adına beni umutlandıran Sayın Karaaslan, bir süre önce bizleri TKKB olarak Ankara’ya davet etmişti.. Orada da konuşmuş ve özellikle Birlik olarak bilgilendirme yapmıştık arkadaşlarla.. Neyse, Gaziantep’te bu toplantıyı düzenleyenlerin aklına gelmesek de, söyleyeceklerimi buradan dile getiriyorum zaten.. Bu yazıyı Sayın Karaaslan eminim okuyacaktır.. Ancak bu toplantıda duyumlarıma göre, işin başında sesini çıkartamayanlar ile çıkartan, ama yetersiz bırakılanların bazıları konuşmuş Kamil Ocak konusunda.. Bir hareket gelmiş Kamil Ocak için.. Bunu da kazanç sayıyoruz. Yeter ki sonuç alınsın.. Gazianteplilik ruhu canlandırılsın.. Gazianteplilerin “ELİNE VUR EKMEĞİNİ AL” türünden insanlar olmadığı anlaşılsın.. Bir zamanlar nasıl Zeugma Mozaiklerini Gaziantep'ten götürmek isteyenlere bu şehir el ele vererek karşı çıktı ise, buna da karşı çıkabilsin..

BU YAZIYI 21 EKİM 2017 DE YAZMIŞTIM..

Çok geçmiş değil üzerinden.. Tehlikeyi hissettiğimden, yaklaşık 3 ay önce dile getirmiş ve Sayın Vali Ali Yerlikaya ile Sayın Fatma Şahin'in dikkatine sunacak şekilde bu yazıyı almıştım.. Tekrarlamakta yarar görüyorum..

VALİ YERLİKAYA VE ŞAHİN’DEN BUNU İSTEMEK HAKKIMIZDIR

Şunu çok net ifade etmeliyim.. Sayın Vali Ali Yerlikaya dahil, Sayın Fatma Şahin, Kamil Ocak’ın yerinin meydan olmasını istiyor. Zaten tek düşünceleri bu.. Çünkü Vilayeti de hesaba kattığımızda Gaziantep’in tarihi bölgesi müthiş bir kimliğe kavuşturulacak. Kale, tarihi çarşılar ve son olarak harekete geçilen Panorama Müzesiyle birlikte Kamil Ocak’ın yerine yapılacak meydan bu şehrin aydınlık yüzü olacak.. Demem odur ki, Gelin hep birlikte el ele verelim ve bu alanı meydan yapmak için harekete geçelim.. Öncülüğünü Sayın Vali Ali Yerlikaya ve Sayın Fatma Şahin yapsın.. Burada özellikle Sayın Yerlikaya’ya seslenmek istiyorum.. Biliyoruz ki Valiler gelip geçicidir.. Ama görev yaptıkları kentlerde yapılacak bir hizmet, bırakılacak bir eser, onu ölümsüz kılacaktır.. Zor bir iş elbette.. Ama bir şey yapılacaksa zor olanı gerçekleştirerek yapılan makbuldür.. Zaten vilayet binasının yıkılması kararını alarak bir ilki gerçekleştirdi.. Ama bu Gazianteplileri kesmez.. Arkası gelmeli mutlaka.. İşte bunun devamını sağladığı takdirde, adı bu kentin tarihine altın harflerle yazılacaktır.. Sayın Fatma Şahin de zaten söz vermişti. İktidarın bu kadar güçlü olduğu bir dönemde, gelin hep birlikte Milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla, Sivil toplum örgütleriyle el ele verip, başka şehirlerde gerçekleşen bu konuyu bizde gerçekleştirelim.. Bizim o şehirlerden o şehri yönetenlerden, o şehrin STK’larından aşağı kalır yanımız yoktur.. Gaziantepli farkını hissettirelim.. Kurtaralım bu yeri ve şehir meydanını hayata geçirelim..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR