Allah aşkına soruyorum, hangi işçi işe molotofla gidiyor.Belli ki mesele 1 Mayıs değil. Bu ülkenin namuslu, onurlu, şerefli işçilerine saygım sonsuz. Ama 1 Mayısı ateş ve molotof bombasıyla kutlayanlar.

İşte bunlar işçi değil. İşçinin tırnağı olamazlar. Bunlar gösterici değil terörist.

Bayram olmaktan çıkıp, terörün, yağmanın günü olmuş bir günümüz var. Bu günü 5 yaşındaki bebeye sorsan sana o günün 1 Mayıs olduğunu anında kekelemeden söyler. Haa bir de böylesi günlere özel yayın yapan medya unsurları var. Bunlar unsurlar yayın olmaktan çıkmış, bir takım karanlık ve kirli odakların işbirlikçisi ve aynı zamanda tetikçisi olmuşlar. İşleri güçleri Polisi, Emniyet güçlerini, Valileri, kamu çalışanlarını aşağılamak, hakir görmek, itibarsızlaştırmak. Bu yayınların ismini yazıp ta reklamlarını yapmam.

O kadar da kafayı yemedim. Bu paçavralarda yazan bazı kalemşorlar güya 1 Mayıs kaos gününde bazı Polislerin göreve gitmeyeceğini, pasif eylem yapacaklarını, hatta hatta Polisin Polise karşı ciddi manada direneceklerini yazdılar. 1 Mayıs günü hüsrana uğradılar.

Tabiri caizse avuçlarını yaladılar.

1 Mayıs'ı bahane edip, ülkeyi kaosa, anarşiye, istikrarsızlığa, karışıklığa sürüklemek isteyenler aylardır bu günü bekliyorlardı. Güya bir kalkışma, baş kaldırı yaşanacak, böylece sevinçten ellerini patlatana kadar sevinçten avuçlarını ovuşturacaklardı.

Neymiş gezi ruhu 1 Mayıs günü dirilecek ve ülke kan gölüne dönecekti. Olmadı. Olamazdı da. İşte 1 Mayıs günü gördük. Polisi öldüresiye linç eden anlayışı. Bu anlayışın emeğe olan saygısını gördük.

Bir yerlerden emir alan o kirli zihniyeti temizlemek için Polis gece gündüz emek veriyor.

Polisi yıpratmak için liseli çocukları, üniversiteli gençlerin beyinlerini sapık ideolojileri ile yıkayan o karanlık odaklar fitne ateşi için gece gündüz pusuda. Ama gücünüz yetmeyecek. Akıttığınız kanda boğulacaksınız.

Bu zihniyet dün de vardı. Bugün de yarın da olacak. Ama unutmayınız ki Polisin ahında boğulacaksınız. Sizin kendinize saygınız yok. İşçiye de saygınız bu işte